Herkese selam, ben Gizem. Müziğin içinde büyümüş biri olarak, içindeki müzik aşkını kenara koymuş ya da bekletenler için bir yazı hazırlamak istedim.
Unutmayın, doğru yönlendirme çok önemlidir. Belki yarım kalmış müzik aşkına birlikte yön veririz.
Biraz kendimden bahsedeceğim size: 1995 yılında Kocaeli’nde doğdum. 9 yaşında Kocaeli Büyükşehir Belediye Konservatuvarında piyano eğitimi almaya başladım. Meslek olarak bu işi yapmalıyım dedikten sonra eğitimimi Güzel Sanatlar Lisesi ve Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarında viyolonsel anasanat dalı üzerine tamamladım. Birçok orkestrada, oda müziği gruplarında sahne aldım. Mesleğime sahnede müziğimi icra ederek ve çello-piyano eğitmenliği yaparak devam ediyorum. 10 yıldır artık aile gibi hissettiğim İzmit Sanat Merkezi’nde birbirinden yetenekli öğrencilere piyano ve çello eğitimi veriyorum. Orkestralarda ve oda müziği gruplarında çellist olarak sahne alıyorum. Müziğe dair akademik bir şekilde ilerlemek isteyen öğrencilerimle ise kendi özel çalışmalarımı yapıyorum.
Ben yaylı enstrümanların biraz büyük olanına gönlümü verdim. Çello, insan sesine en yakın enstrüman ve tonu dinlediğimde beni çok büyülemişti. Biz eğitim alırken parmak ve boy uzunluğu gibi fiziksel özelliklere bakılıyor. Fiziki yapımız uygunsa istediğimiz enstrümanı seçebiliyoruz. Bence de bu noktada istek önemli olduğu kadar, fiziki uygunluk da önemli. Enstrümana hakimiyet sağlayabilmek için ona göre şekil alacağız sonuçta. Biraz torpil geçeceğim ama çello, diğer adıyla viyolonselden daha yoğunluklu bahsedeceğim size.
Viyolonsel, keman, viyola ve kontrbasın da içinde bulunduğu yaylı çalgılar ailesindendir. Şekil olarak birbirlerine benzeyen bu enstrümanlar farklı boyutlara sahip. Çellonun başlangıçta ortaya çıkış amacı orkestralarda bas sesleri desteklemektir fakat 18. yüzyıldan sonra solist bir enstrüman olmuştur.
Kulaklara kazınmış birkaç çello eserini sizin de dinlemenizi isterim:
J.S. Bach Cello Suite No. 1 in G Major, Prélude
Dvořák Cello Concerto
Camille Saint-Saëns – La minör Viyolonsel Konçertosu, No. 1
Antonin Dvořák – Si minör Viyolonsel Konçertosu
Edward Elgar – Mi minör Viyolonsel Konçertosu
(Özellikle bu eseri Jacqueline du Pré’nin yorumu ile dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim)
Çoğunlukla herkesin merak ettiği şey yaş skalası. Çello güç, fiziksel kondisyon isteyen bir enstrüman. Yaylı bir enstrüman olduğu için de entonasyon açısından müzik kulağı olmayan birinin çalması çok çok zor. Bu sebeple ben öğrencilerimi her zaman için ilk adım olarak piyanoya, sonrasında çelloya yönlendiriyorum. Piyano temel bir enstrüman. Bir yaylı enstrüman öncesi, size çok şey öğretecek ve yaylı enstrümana başlangıcınızı kolaylaştıracaktır. Hobi olarak çello çalmak isteyen bir öğrencinin bence okuma yazmayı çözmüş olması ve çalışma disiplinini edinmiş olması yeterli. Ama bu işi mesleki anlamda yapmak isteyen bir öğrenci konservatuvar sınavlarına hazırlanmalı ve 5. sınıfta konservatuvarda başlamalı. Yetişkinleri unutmadım. İş hayatındaki çalışma temposuyla, müzik eğitimi almak ne kadar zor olsa da, çok sevdiğim bir avukat öğrencim benim tüm önyargılarımı kırıp bu işe gönül koyarak, çokça çalışıp mükemmel tonuyla sonatlar çalmayı başarmıştır.
3 yaşında piyano çalan çocukları görünce, bazı şeyler için çok mu geç kaldık diyenler elbet oluyor. Hayır, geç kalmadınız. Müzik yapmanın yaşı mı olurmuş... Ama tabi ki ebeveynler için, çocuklarımızı da erken keşfetmek iyi olur. Bir orkestra sanatçısı olmak için doğru zamanda harekete geçmek çok önemli. Konservatuvarlar 5. sınıf itibariyle eğitime başlıyor. Öğrencinin doğuştan bir müzik kulağı varsa, bu sınavı kaçırmamalı.
Gözlemlerim üzerine şunları paylaşmak isterim sizinle. Özellikle piyano çalan öğrencilerimde gözle görülür değişimler oluşuyor. Ritimle beraber sağ ve sol el koordinasyonunu sağlamak göründüğü kadar kolay değil. Müziğin temeli aslında tamamen matematiğe dayanıyor. Ve bu zorlukları, ortaya melodiler çıkararak, öğrenciler başarmış oluyor. Dikkat dağınıklığı olan bir öğrencinin, müzik yaparken bu sorunu çözdüğüne çok kez şahit oldum. Sizler müziği dinlerken, müzik eğitimi alan öğrenciler müziği anlayarak dinliyor. Ne kadar büyüleyici değil mi? Müzik ister mesleki, ister hobi, ister sadece dinleyici olarak hayatınızda hep olsun.
0 Yorum