Sevgili Grey okuyucuları;

Günlük hayatımızda her gün yüzlerce araç trafik kazasına karışmakta ve bu kazaların çoğu maddi hasarla sonuçlanmaktadır. Trafik kazası geçirdiğimizde kaskomuz veya karşı tarafın zorunlu trafik sigortası aracılığıyla aracımızda meydana gelen hasarları karşılayabiliyoruz. Değer kaybı ise genellikle göz ardı edilerek, araç sahiplerinin ciddi zararlara uğramasına yol açmaktadır.

Araç Değer Kaybı;
Meydana gelen trafik kazası neticesinde hasar alan ve bu hasar nedeniyle onarım, bakım, tadilat vb. işlemlerden geçen bir aracın bundan sonraki süreçte ikinci el piyasasındaki değerini ifade eden bir kavramdır. Bir başka ifade ile ekonomik değerinde meydana gelen düşüştür. Araçta oluşan hasar çok iyi onarılmış olsa bile aracın ikinci el olarak satışında, kaza nedeniyle yapılan onarım ve tramer (hasar) kayıtları nedeniyle değer kaybına uğraması kaçınılmazdır.

Mevcut hukuk sistemimizde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası altında sigortacı, kaza esnasında hatalı olan araç sahibinin sorumluluklarına müteselsile, yani zincirleme olarak ortak olmaktadır. Araç değer kaybının kimden talep edilebilir olduğu konusuna bakıldığında ise; meydana gelen kazada kusursuz olan tarafın araç değer kaybı, kazaya sebep olan taraf ya da o tarafın zorunlu trafik sigortasından karşılanır. Karşı tarafın sigortasından ya da karşı tarafın kendisinden herhangi bir değer kaybı talep edebilmek için her şeyden önce kazanın oluşumunda yüzde yüz kusurlu olmamak gerekmektedir. Bu çerçevede kusurun oranı da önem arz etmektedir. Keza kısmi bir kusur söz konusu ise kusurlu olunmayan oranda bir talepte bulunmak mümkündür. Kazanın meydana gelmesinde kusursuz taraf, araçta meydana gelen değer kaybının karşılanması için uzman incelemesi raporu alarak değer kaybına sebep olan tarafa dava açabilir ya da bu kaybın karşılanması için Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapabilir.

Araç Değer Kaybı Nasıl Karşılanır?
Kanunda yapılan değişiklikle her yaş ve kilometredeki araç için araç değer kaybı tazminatı istenilebilecektir. Trafik Sigortası Genel Şartları kapsamında 2021 yılında yapılan değişiklikle araç değer kaybı tazminatı isteyebilmek için aracın 165.000 km’den düşük olması şartı, yani kilometre sınırı kaldırılmıştır. Artık her kilometredeki hasar gören araç için araç değer kaybı talep edilebilecektir.

Araç değer kaybı hesaplanmasında en çok dikkat edilen faktörler;
aracın hasar geçmişi, markası ve modeli, trafiğe çıkış tarihi, yapmış olduğu kilometre ve üretim yılıdır. Bu kriterlere göre araç ne kadar değerliyse trafik kazası sonucunda uğrayacağı değer kaybı o kadar büyük olacaktır. Değiştirildiğinde araçta herhangi bir değer kaybına yol açmayacak parçaların (örneğin silecek, lastik, far vb.) zarar görmesi değer kaybı hesaplamasında dikkate alınmayacaktır.

Değer kaybı başvurusu için iki ön şart vardır:
1- Yaşanan trafik kazasında kusurun tamamının (% 100 kusur) araç değer kaybı başvurusunda bulunan kişide olmaması gerekmektedir.
2- Kazaya karışıp hakkında değer kaybı başvurusu yapılan aracın pert olmaması gerekmektedir.
Yukarıdaki şartlar gerçekleştikten sonra araç değer kaybına ilişkin talepler öncesinde, meydana gelen kazada kusurlu olan araç sürücüsünün zorunlu trafik sigortasına başvuru yapması gerekmektedir. Sigorta şirketine başvuru zorunludur. Sigorta şirketinin az ödeme yapması veya ödemeyi reddetmesi halinde, önce arabuluculuk başvurusu yapılmalı, daha sonra mahkemeye dava açılmalıdır. Diğer yandan söz konusu araçta meydana gelen değer kaybının tahsiline yönelik sigorta şirketine yapılan başvuru sonrasında sigorta şirketinin ödeme miktarı için kendilerine nihai kararını bildirmesi veya 15 gün içerisinde başka ödeme yapmaması halinde başvuran tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulabilir.

Araç değer kayıplarına ilişkin taleplerde zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl, kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl içerisinde zaman aşımına uğrar. Dava yoluyla tahsil edilmesi halinde haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme, genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesidir. Ancak dava sigorta şirketine karşı açılacaksa görevli mahkeme Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca Asliye Ticaret Mahkemeleri’dir. Eğer araç sürücüsüne ya da aracın sahibine açılacaksa ve bu kişiler tacir değilse aynı zamanda sigorta şirketi de hasım gösterilmeyecekse davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılması gerekir.

İletişim: 
av.edabayrakli@gmail.com
avsevgisik@gmail.com

0 Yorum

Yorum Alanı

Lütfen gerekli Alanları Doldurunuz *