Merhaba sevgili Grey okuyucuları, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19’un etkileri sonunda biraz olsun azalıyor.

Covid-19 süreci boyunca maskelerimizi takıp kısıtlamalarla beraber yaşamaya adapte olduk, belki de bu adaptasyon sürecinde en çok etkilenen hareket alanımız oldu. Spor müsabakaları durdu, spor salonları kapandı, evde çalışma sistemi başladı ve daha birçok tedbirle karşılaştık...

Nedir bu normalleşme?
Neden bu kadar hareketsiz kaldık?
Son 2 yılda hayatımıza giren bu kavram bizleri spordan uzaklaştırarak ne kadar etkiledi?

Hepimizin aklında olan bu sorulara gelin beraber bakalım…

İnsan evrimi ve gelişimi gereği hareketli olmaya ve hareketli kalmaya odaklı bir canlıdır. Eklem, kas yapılarımız ve sinir sistemimiz yürüme, koşma, eğilme, sıçrama ve bunun gibi birçok hareket için gelişim göstermiştir. Bilim insanlarının elinden çıkan bir virüs salgına dönüştü ve tüm insanlığı hatta tüm dünyayı evlerinde kalmaya zorladı. Kısacası tüm alışkanlıklarımız ve düzenimiz değişti… Süreç boyunca kışın evlerimizde, yazın bahçelerde ve açık havada spor yapmaya alıştık. Şimdilerde ise tekrar spor salonlarına dönmeye başlıyoruz. Spor salonlarının güzel ve tempolu atmosferi, arkadaşlarla antrenman yapmak, grup derslerine katılmak normalleşmemizin basamaklarından olacak. Özellikle antrenman öncesi kahve alıp sohbet etmeyi özleyenleri görür gibiyim.

Nasıl ki bir anda kapandıysak bir anda adapte olamayabiliriz. İlk olarak evden çıkıp salona gitme alışkanlığını geri kazanmalıyız. İş ve sosyal yaşamınıza göre haftada 2-3 gün ile başlanabilir çünkü adaptasyon sürecinde antrenmanlara çok yoğun başlamamak gerekli. Örneğin tüm vücut antrenmanları, esneme egzersizleri ve kardiyo ile başlanabilir. Uzun süre hareketsiz kalan eklem ve kaslarımız için özellikle esneme hareketlerine önem vermeliyiz. Tüm vücut antrenmanlarında yüksek ağırlıklara çıkmadan her bölge kas grubu için 2-3 hareket olacak şekilde planlama yapılabilir.

Zamanım kısıtlı, geç kaldım diye düşünmemek gerekli. Hala geç kalmış sayılmazsınız. Harekete geçerek sıkı bir antrenman programı ve güzel bir beslenme ile başlayabilirsiniz.

Yaz denince akla sahiller, deniz, kum, güneş ve güzel bir tatil geliyor. Tabii tüm bunları fit ve sıkı bir vücutla desteklersek harika olacaktır. Sağlıklı ve zinde olmanın dışında hangimiz sahillerde şık ve fit fotoğraflar istemez ki? Zamanım kısıtlı, geç kaldım diye düşünmemek gerekli. Hala geç kalmış sayılmazsınız. Harekete geçerek sıkı bir antrenman programı ve güzel bir beslenme ile başlayabilirsiniz. Havaların ısınması ile birlikte açık havada doğa yürüyüşleri, koşu ve bisiklet kullanımı da yapılabilir.

Öncelikle haftada 3 gününüzü spora ayırın. Güç, kuvvet, dayanıklılık ve hepimizin vazgeçilmezi kardiyo antrenmanları uygulayın. Sabahları uyanıp bir kahve içip, şiddetli olmayan 30-40 dakikalık bisiklet sürerek ya da koşu ve yürüyüş yaparak forma girebilirsiniz.

Sağlıklı öğünler tüketin. Yaz aylarının gelişiyle birlikte bollaşan yeşil sebzeleri tüketmenin tam sırası. Mutlaka 1 öğününüze salata ekleyin. Böylelikle hem lifli besinler tüketip hem de vitamin kazanmış olacaksınız.

Ortalama bir yetişkinin vücut ağırlığının %60 – 70’ni suyun oluşturduğunu düşünürsek bol bol su tüketin. Günlük olarak 2-3 litreyi yakalamaya çalışın. Bunu alışkanlık haline getirmek isterseniz kendinize bir suluk almayı deneyebilirsiniz.

İyi bir form ve spor veriminizi artırmak için uyku periyodunuzu dengeleyin. Günlük 7-8 saatlik bir uyku yeterli olacaktır. Tabii saat 00.00’dan önce mutlaka yatakta olmalısınız.

Hepimizin hayali olan sıcak bir yaz sonunda geldi! İstediğimiz form ve güzel bir tatile hazırlık için vaktimiz var. İradeli ve disiplinli olarak tek yapmamız gereken harekete geçmek...

Sevgiyle ve sağlıkla kalın.

Instagramekinayrilmaz

0 Yorum

Yorum Alanı

Lütfen gerekli Alanları Doldurunuz *