SEVGİLİ GREY OKUYUCULARIMIZ, REKABETİN GİTTİKÇE ARTTIĞI İŞ DÜNYASINDA FİRMALAR ARASINDA KALİTE, FİYAT, PAZARLAMA GİBİ HUSUSLARDA REKABETİN OLMASI KIT KAYNAKLARIN DAHA ETKİLİ KULLANIMI VE MÜŞTERİNİN MEMNUNİYETİ AÇISINDAN GEREKLİ BİR DURUMDUR. MODERN EKONOMİK SİSTEMLERİN TEMELİNDE DE REKABET OLGUSU BULUNMAKTADIR. ANCAK REKABETİN FİRMALAR ARASINDA AHLAK, MESLEK VE HUKUK KURALLARINA UYGUNOLARAK YAPILMASI ZORUNLUDUR.

Firmalar zaman zaman yanıltıcı ve dürüstlük kurallarına aykırı eylemlerle haksız rekabet fiili işleyebilmektedirler. Rakip firmaların ürünlerine ilişkin kasten veya haksız yere yanlış bilgiler vermek, sahip olmadığı ehliyet ve şahadetnamelere sahipmiş gibi duyurmak, piyasada bilinen, tanınan bir ürünün markasını taklit ederek kolay ve haksız kazanç sağlamaya çalışmak gibi "haksız rekabet" durumlarının ortaya çıktığı görülmektedir. Haksız rekabeti engellemek için hemen hemen bütün ülkelerde rekabet ortamını sağlayıcı ve koruyucu hukuki düzenlemeler yapılmıştır.

Türk Hukukunda haksız rekabet konusu, esas itibariyle iki temel kanun olan Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiştir. Ayrıca tüketicilere karşı işlenen haksız rekabet eylemleri bakımından da 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 61. ve 62. maddelerinde sırasıyla “Ticari Reklamlar” ve “Haksız Ticari Uygulamalar” hususları özel olarak düzenlenmiştir.

Türk Borçlar Kanunu'nun 57. maddesi, “Haksız Rekabet” kenar başlığını taşımaktadır. TBK 57/I hükmüne göre “Gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı hâlinde zararının giderilmesini isteyebilir.”

TTK m. 54 f. 1’e göre “Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. ”TTK'nin gerekçesinde 54. madde ile ilgili olarak “tüm katılanlar” ifadesiyle, rekabet hukukunun ünlü üçlüsü olan “ekonomi, tüketici ve kamu”nun kastedildiği belirtilmiş ve bu sözcüğün kullanılması ile rekabet kurallarının rakipler arası ilişkilere özgülenmesinin yolu kapatılmıştır. Dürüst davranma kuralının; haksız rekabetin teşhisinde belirleyici olduğuna vurgu yapılmış ve tüm katılanların, piyasa aktörlerinin dürüst davranacağına güvendiği ve güvenmek hakkını haiz olduğu, bu kuralı ihlal edenin ise güvene aykırı hareket etmesi sebebiyle haksız rekabet durumunu oluşturduğu belirtilmiştir.

TTK 54/II hükmü ile haksız rekabet, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar olarak ifade edilmiştir. Bu çerçevede haksız rekabetten söz edilebilmesi için haksız rekabetin sadece birbiriyle rekabet halinde bulunanlar tarafından işlenemeyeceği açıkça belirtilmiştir. TTK ile de haksız rekabet hükümlerinin uygulanması için rekabet ilişkisinin varlığından açıkça vazgeçilerek “katılanlar” sözcüğü kullanılmış ve rekabet kurallarının rakiplerarası ilişkilere özgülenmesinin yolu kapatılmıştır. Bu bağlamda her iki tarafın tacir olması gerekmemektedir. Failin yarar sağlamış olması gerekli değildir. Failin kusurlu olması gerekli değildir. Kusur yalnızca haksız rekabete dayanan tazminat davalarının açılabilmesinde aranmaktadır. TTK 56/I uyarınca tespit, men ve haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması hususlarında dava açılması halinde kusur şartı aranmaz. Haksız rekabete uğrayanın “zarar tehlikesine” uğramış olması yeterlidir. Zarar görmüş olması, yalnızca tazminat talebinde aranan bir şarttır.

Haksız rekabet halinde gerçek ve tüzel kişilerin cezai sorumluluk halleri ise TTK’nin 62’nci ve 63’üncü maddesinde hüküm altına alınmıştır. TTK’nin 62’nci maddesine göre; gerçek kişiler bakımından iki yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası olarak öngörülmekle yaptırım seçimlik olarak belirlenmiştir. Ceza hukukunda hâkim olan ve TCK m. 2’de de hüküm bulan “suçta ve cezada kanunilik ilkesi” uyarınca haksız rekabet halinde cezayı gerektiren fiiller, TTK’nin 62’nci maddesinde tek tek sayılmıştır. Nitekim, madde hükmünün gerekçesinde de açıkça maddede sayılmayan ancak haksız fiil teşkil eden diğer hallerde ceza verilmeyeceği belirtilmiştir. TTK’nin 63’üncü maddesine göre ise tüzel kişilerin de sorumluluğu yoluna gidilebilecek ve tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirleri (iznin iptali ya da müsadere) uygulanacaktır.

İletişim: 
av.edabayrakli@gmail.com
avsevgisik@gmail.com

0 Yorum

Yorum Alanı

Lütfen gerekli Alanları Doldurunuz *