Öncelikle ülkemizin birçok yerinde çıkan yangınlarda kaybettiğimiz canlarımız ve mahvolan doğamız için üzüntülerimi belirtmek istiyorum. Kimileri bu yangınların insan eliyle kimileri de aşırı sıcaklar sonucu çıktığını söylüyor. Elbette insan eliyle çıkarılanlar olabilir ve bunların yakalanıp ağır şekilde cezalandırılması şarttır. Diğer yandan küresel ısınmanın da etkisiyle artan sıcaklıkların orman yangınlarını başlattığını biliyoruz. Nitekim, Yunanistan, İtalya gibi Akdeniz ülkelerinin yanı sıra Finlandiya ve Rusya gibi kuzey ülkelerinde de orman yangınları mevcut. Küresel ısınmanın yavaşlatılabilmesi, iklim değişikliklerinin durdurabilmesi için CO2 emisyonlarının azaltılması gerekiyor. Aksi takdirde dünyanın birçok yerinde hayat ciddi oranda güçleşecek.
CO2 emisyonlarının azaltılabilmesi için Avrupa Birliği de çeşitli çalışmalar yürütüyor. Bunlardan biri de otomobil dünyasını ilgilendiriyor. Avrupa Komisyonu, Fit For 55 adı verilen ve Avrupa Birliği ülkelerinde CO2 emisyonlarını 2030 yılında bugün geçerli olan kısıtlamalara göre yüzde 55 oranında, 2035 yılında yüzde 100 düşürmeye, yani tamamen ortadan kaldırmaya yönelik bir taslak hazırlandı. Bu çalışmaya göre 2035 yılında benzinli ve dizellerin yanı sıra hibrit otomobiller de veda etmek zorunda kalacak. Tabii, 27 üye ülkenin bu planı kabul etmesi gerekiyor. Avrupa Birliği’nde CO2 emisyonunun yüzde 12’si otomobillerden geliyor. Eğer bu plan gerçekleşirse 2035 yılında satılacak otomobiller tamamı elektrikli (BEV) ve yakıt hücreli (Fuel Cell) modellerden oluşacak.
Daha önce 2030 için belirlenen CO2 azaltım hedefi yüzde 37,5’tu. Otomobil firmalarının halen geçerli 95 g/km emisyon hedefini tutturmakta çok zorlanmaları ve ağır cezalar ödemeleri nedeniyle hibrit teknolojisine hızlı bir şekilde dönmeye başladıkları günümüzde bu planın kabul edilmesi durumunda elektrikli modellere dönüş için ellerini çok çabuk tutmaları gerekecek. BMW, Mercedes, Jaguar, MINI, VW Grubu ve PSA Grubu elektrikli modeller üretmeye başladı. Opel gibi bazı markalar da 2030’dan önce tüm modellerinin elektrikli olacağını açıkladı. Renault da elektrikli modellerini ardı ardına tanıtıyor. Ancak yine de Fransa’nın en azından şarj edilebilir hibritlere 2040’a kadar izin verilmesi yönünde eğilimi olduğu konuşuluyor.
Bir diğer önemli nokta da 2025 yılına kadar üye ülkelerin en az her 60 km’de şarj istasyonu ve her 150 km’de hidrojen dolum istasyonu kurmasının istenmesi. 2030 yılında bugünkülere ek olarak 3,5 milyon, 2050 yılında ise 16,3 milyon adet şarj istasyonu kurulması hedefleniyor.
Anlayacağınız, elektrikli otomobile dönüşüm beklediğimizden hızlı olacak gibi görünüyor. Bakalım Türkiye, bu dönüşüme ayak uydurabilecek mi?
Instagram: @halitbolkan
sektörün duayeni Halit Bey