Merhaba değerli okurlarımız; Ülke olarak çok zor bir dönemden geçtiğimiz herkesin malumu. Dolar bu yazıyı yazdığım an itibariyle 9.53’lü seviyeleri test etmiş durumda ve %3.40 primli. Sizler için sadece rakamdan ibaret olan bu durum ne anlam ifade ediyor bunun üzerinden durmak istiyorum. Bunun anlamı nedir biliyor musunuz? 13.5 milyar dolar daha dış borcumuzun artması! Yani yaklaşık 130 milyar TL. Evet doğru duydunuz tam 130 milyar TL ve bu sadece bir günde gerçekleşti.
Son 2 ayda dolar TL paritesi %15 civarı artış gösterdi. Bu da dış borcumuzu 67.5 milyar dolar artırdı. Yani TL olarak yaklaşık 645 milyar TL. Evet yanlış duymadınız değerli okurlarımız son 2 ayda ülkemizin borcu 645 milyar TL daha artış gösterdi. Geçen aydan bu yana ülke gündeminde çok hızlı gelişmeler oldu ve şu anda bu gelişmelerin yansımasını net olarak görüyoruz. Merkez Bankası Başkan Yardımcıları Semih Tümen ve Uğur Namık Küçük ile Para Politikası Kurulu (PPK) Üyesi Abdullah Yavaş görevden alındı. Boşalan Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı koltuğuna BDDK Başkan Yardımcısı Taha Çakmak oturdu. PPK Üyeliğine ise Yusuf Tuna atandı.
Bunun üstüne Merkez Bankası politika faizini yüzde 18'den yüzde 16'ya indirdi. İndirim beklentimin çok üzerinde oldu. Banka, 23 Eylül'deki toplantıda faizi 100 baz puan indirmişti. Merkez Bankası faiz kararı sonrasında Dolar/ TL %3.5 artışla 9,53'e, Euro/TL %3.21 artışla 11,08'e yükseldi. Macaristan, Şili, Romanya, Polonya, İzlanda, Meksika faiz artırımı yaparken biz indirime gittik ve çekirdek enflasyonunda altına düştük.
Yeni atamalarla birlikte Merkez Bankasının bağımsızlığına olan inanç azalmış olmalı ki dolarda yukarı yönlü çok ciddi ataklar görmeye başladık ve yurt içi yerleşiklerin dolar tevdiat hesaplarında biriktirdikleri para tarihi zirvelerine ulaştı ve 238 Milyar doları devirmiş bulunmaktayız.
Borsamıza gelince orada durum gerçekten içler acısı. XU030 hisselerinin birçoğu tarihi diplerinde. Doların bu şekilde yükseldiği bir ortamdan borsa günlük %1,5 yükselse ne olacak ki? Dolar 2 katı yükseliyor. Paranız eriyor ve şirketlerin dolar karşısında ki değeri her geçen gün çöpe dönüyor. Bizde endeks yeşil diye kendimizi kandıralım! 1 TL kazanıp 2 TL veriyoruz. Ne yazık ki sevgili okurlarımız şu anda durumumuz bundan ibaret.
Olaylara siyasi açıdan bakmak yerine ülke gerçeklerine odaklanmış apolitik biri olarak bu gidişatın çok hayra alamet bir gidişat olmadığın ifade edebilirim. 5 dolar seviyesinden 1.5 dolar dolar seviyesine gelmiş birçok hissenin çöp değerine işlem gördüğü bir borsa. Doların tarihi zirvelerini görerek 9.53 TL’yi gördüğü bir döviz piyasası. Gram Altının 540 TL’yi görerek tarihi zirvelerini gördüğü bir emtia piyasası. Bununla birlikte Türkiye’nin kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanını engellemede başarılı olamadığı için FATF tarafından "Gri Liste"ye alınması işleri iyicene sıkıntıya soktu.
Benim artık bir finansal okur yazar olarak Merkez Bankasından bir beklentim yok. İnancımı artık tamamen kaybetmek üzereyim bu ülkenin bir vatandaşı olarak. Merkez Bankası beklentilerini bence artık ekonomistlere değil, siyasilere sormak lazım. Zira olay ekonomiden çok siyasete kaydı. Çünkü 20 ekonomistin 17-18’nin beklentisinin tam tersi kararlar çıkıyorsa bunu başka şekilde nasıl izah edebiliriz ki? Ülkem adına içinde bulunduğumuz bu süreçten dolayı gerçekten büyük üzüntü duyuyorum. Borsa insanların psikolojisini derinden etkileyen bir mekanizmaya sahip. Hisselerinin düşmesi var, yükselmesi var. Acabası, pardonu, özür dilerimi yok! Tuşa bastınız iş bitti. Geçmiş olsun! Gözünüzün önünde paranız eriyor.
Borsa demek parasal güç demek. Sonuçta para ile iş yapıyorsun. Borsa gündelik hayattan hiç farklı değil. Bizim kuralları değiştirme gücümüz de ne yazık ki yok. 20.000 kişi borsadaki 2.500.000 yatırımcının parasına hükmediyor. Biz küçük yatırımcıyız. Yani kısaca sağlam bir psikolojiniz olmalı. İnsanlarda gelecek kaygısı sebebiyle borsaya parasını yatıranlarda artış olduğunu görüyoruz. Bu gelecek kaygısı ne yazık inanları daha fazla risk almaya ve daha kolay yoldan para kazanmaya yönlendiriyor.
Herkes alternatifler bulma peşinde kendi imkânı olanlar ek iş yapıyor, imkânı olmayanlar ise eğer biraz da kafası basıyorsa ve Finansal Okur Yazarlık Eğitimi de almışsa borsa, kripto, forex gibi piyasalara yöneliyor. Başka türlü cebe ek bir yerden para girmediği zaman geçim sıkıntısı yaşıyor. Borsa, kaybetmeden kazanmanın imkânsız olduğu tek yerdir.
Umarım beklenen o eski günlere hızlı bir şekilde döneriz ve herkes zararlarını hızlı bir şekilde telafi eder. Herkese işlemlerinde başarılar.
Instagram: @borsamusaviri
0 Yorum