Bu ay sayfalarımızda eliminasyon diyeti ile klasik diyetlerin dışına çıkan fonksiyonel tıp diyetisyeni, Gaps danışmanı, fitoterapi ve aromaterapi uzmanı aynı zamanda yaşam koçu ve thetahealer olan Uzman Diyetisyen Sümeyra Candan’ı ağırladık. Kendisi ile sağlıklı beslenme üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. İyi okumalar…
Sümeyra Hanım merhaba Grey okurları için kendinizi tanıtır mısınız?
Merhabalar ben Uzman Diyetisyen Sümeyra Candan. Fonksiyonel Tıp Diyetisyeniyim. Aynı zamanda GAPS danışmanı, fitoterapi ve aromaterapi uzmanı, yaşam koçu ve thetahealer’ım. Türkiye’ye kayıtlı, sertifikalı aktif çalışan GAPS danışmanlarından biriyim ve Gaps Diyeti üzerine uzmanlık tezini yazan tek danışmanım. Kamu ve özel sektör tecrübelerinden sonra 2019 yılı itibariyle kendi Beslenme ve Diyet Danışmanlığı Merkezimi açtım. Kocaeli Bölgesi'nde yüz yüze hizmet verdiğimiz gibi online diyet sistemi ile Türkiye’nin tüm şehirlerine ve dünyanın dört bir yanına ulaşım sağlamaktayız.
Merkezinizde hangi hizmetleri vermektesiniz?
Çocuk, genç, yetişkin, gebe ve emzikli danışanın yanı sıra obezite cerrahisi, onkolojik beslenme, ketojenik beslenme, sporcu beslenmesi ve uzmanlık alanım olan metabolik ve otoimmün hastalıklarda tıbbi beslenme tedavisi hizmetlerimiz de mevcut.
Otoimmün hastalıklar nelerdir biraz açar mısınız?
Otoimmün hastalıklar, bağışıklık sisteminin yanlışlıkla vücudun normal dokularına saldırdığı bir durumdur. Otoimmün bir hastalıkta ise bağışıklık sistemi vücudun eklemler, cilt gibi çeşitli doku ve organlarını yabancı olarak algılar ve onu yok etmeye çalışır. Kişide bağırsak hassasiyeti, karında hamile görünümünde şişkinlik, yoğun gaz şikâyeti, yorgunluk, kas ağrısı, düşük vücut ısısı, dikkat dağınıklığı, ellerde ve ayaklarda uyuşma, saç dökülmesi, cilt döküntüleri, egzama, eklemler ve diğer dokularda şişme, kronik baş ağrısı gibi belirtiler oluşur.
Bu hastalıklar; Fibromiyalji, polikistik over sendromu, multipl skleroz, romatoid artrit, hashimoto tiroiditi, tip 1 diyabet vb. hastalıklar, irritabl bağırsak sendromu, ülseratif kolit, crohn, gastrit, reflü, candida, kronik kabızlık/ishal, SİBO (yemeklerden hemen sonra yaşanan hamile görünümünde şişkinlik), insülin direnci, tip 2 diyabet, kronik yorgunluk sendromu, kemik erimesi, sedef, akne, egzama, dermatit türleri olarak sayılabilir. Fonksiyonel Tıp bakış açısıyla çok kısa sürede bu ve benzeri hastalık ve şikâyetlerinize çözüm alabilirsiniz.
Fonksiyonel Tıp Diyetisyeni nedir? Okurlarımız için açıklar mısınız?
Elbette. Diyetisyenliğe yeni bir bakış açısı kazandıran benim de mensubu olmaktan onur duyduğum bir çalışma alanı Fonksiyonel Tıp Diyetisyenliği. Yaşam tarzınız, beslenme alışkanlıklarınız ve genetik faktörleriniz göz önünde bulundurularak kişiye özel hazırlanan beslenme planının hazırlandığı bir takip programıdır. Rutin çok öğünlü diyet listeleriyle kilo vermek ve kilo korumaktan ziyade kilo almanıza, kilo vermenize ya da metabolik hastalığa yatkın olmanıza sebebiyet veren kök sebepleri tespit edip bunların ortadan kaldırılmasını hedefler. Size özel olan fiziksel, zihinsel, ruhsal etkenler gibi içsel faktörlerin yanı sıra sosyal çevreniz ve fiziksel koşullarınız detaylı olarak değerlendirilerek hastalığınızın altında yatan fonksiyonel bozukluk tespit edilir ve tedavisine çalışılır. Bunun için bize başvurduğunuzda ayrıntılı bir anamnez formu doldurmanız ve rutin kan tahlilleriniz istenir. Bu sayede vücudunuzun hormonal dengesini metabolizmanızı dokularda bulunan toksik yükü hücre içi vitamin ve mineral durumunuz tespit edilerek tıbbi beslenme tedaviniz bu yönde planlanır. Doğum öncesi dönemden başlayarak kişinin günümüze kadar tüm yaşadığı dönem ayrıntılarıyla değerlendirilir. Fonksiyonel Tıp Diyetisyenliği koruyucu niteliktedir ancak hastalık oluşmuşsa ve belirtileri ortaya çıkmışsa tedavisiyle birlikte arka planda bozulan fonksiyonların dengelenmesi ve düzenlenmesini hedefler. Fonksiyonel Tıp Diyetisyenliği kişiye özel değil kişinin o dönemine özeldir. Elbette her canlının takdir edilen bir ömrü vardır ancak “Genetik sadece silahı doldurur tetiği çeken kişinin yaşam tarzıdır."
İzmit’te yıllardır bildiğimiz klasik diyet listelerinden farklı kişiye özel verdiğiniz diyetler ile adeta ezber bozdunuz. Herkesin konuştuğu eliminasyon diyetinden bahseder misiniz?
Eliminasyon diyeti, metabolik ve kronik inflamatuar hastalıkların iyileşmesinde çok etkili bir bakış açısı sunan fonksiyonel tıbbın vazgeçilmezi olan özel bir beslenme planıdır. Adı diyet olarak geçse de aslında temel olarak kilo verdirme amacı taşımaz. Tamamen bağırsaklardaki bağışıklık sistemi cevabını düzenlemek amacıyla potansiyel yabancı/antijen olarak görülen tüm besinleri günlük beslenme planından çıkarmak esasına dayanır. Ekstra ve güzel bir yan etki olarak fazla kilolularda kilo kaybına düşük kilodaki danışanlarda da kilo artışına sebep olur. Buradaki esas vücudun iyileşip denge haline gelmesi durumudur. Eliminasyon diyetinde ciddi anlamda kısıtlamalar söz konusu olduğundan kişinin mevcut şikâyetlerinden yola çıkılarak 21/42 günlük periyotlar içeren bir zaman planlaması yapılır.
Eliminasyon diyetinde özellikle yasak olan besin grupları;
1. Tüm şeker ve tatlandırıcılar (früktoz şurubu-sükroz- şeker)
2. Glutenli tahıllar ve unları (buğdayarpa-çavdar)
3. Süt ve süt ürünleri (peynir-yoğurt-süt)
Bu besin öğelerini yasakladığımızda “hocam peki aç mı kaldık?” sorusuyla sıklıkla karşılaşıyoruz. Şunu özellikle belirtmek isterim ki bu diyet çok kısa bir süre için otoimmün ya da inflamatuar hastalıklar gibi ciddi bir rahatsızlıklardan kurtulabilmenize destek olmak amacıyla yapılan özel bir diyettir. Bu diyette size rahatsızlık vermediğini bildiğiniz tüm sebzeler ve meyveler serbest. Zeytin, zeytinyağı, bitki çayları serbesttir ve siyah da çay çok az içilebilir.
Danışanlarımdan çoğu zaman aldığım en önemli sorulardan biri “yasaklı besinler tamamen hayatımızdan çıkacak mı?” oluyor. Biz burada bağırsak daha doğrusu tüm sindirim sistemi iyileştiğinde yasaklı olan besinleri bebek ek gıdaya geçiş sisteminde olduğu gibi 3’er gün aralıklarla yeniden tanıtarak beslenme planınıza ekliyoruz.
Elbette her canlının takdir edilen bir ömrü vardır ancak genetik sadece silahı doldurur tetiği çeken kişinin yaşam tarzıdır.
Gaps danışmanlığı hakkında bizleri aydınlatır mısınız? Gaps diyeti nedir ve ne tür hastalıklara iyi gelmektedir?
GAPS; bağırsak ile beyin, beden arasındaki ilişkinin, Nöroloji ve Beslenme Doktoru Natasha CampbellMcBride tarafından uluslararası tescilli ifadesidir. GAPS, “Gut And Psychology / Physiology Syndrome” kelimelerinin baş harflerinden oluşur. Türkçe açılımı “Bağırsak ve Psikoloji ya da Fizyoloji Sendromu”dur. Son zamanlarda birçok ünlünün de yapması ile gündeme gelen GAPS Beslenme Protokolü, bağırsaklardaki yararlı bakteri sayısını artırarak bir yandan yaralı, hasarlı, sızıntılı bağırsak duvarını iyileştirirken diğer yandan da sağlıklı kilo vermeyi kolaylaştırarak kilo kontrolünün sağlanmasına yardımcı olan bir beslenme protokolüdür.
GAPS Beslenme Protokolü; hastalık yapıcı zararlı bakteri ve mantarların üremesini sağlayan tüm işlenmiş gıdaların ve paketli ürünlerin beslenme programından tamamen çıkarılmasıyla başlar. Probiyotik desteği, fermente gıdaların diyete eklenmesiyle çok kısa bir sürede bağırsakta meydana gelen hasarları ve sızıntıları tedavi eder. GAPS Beslenme Protokolü ağır metallerin, toksinlerin ve sindirilmemiş besinlerin kana geçişini engeller. İşlenmiş gıdaların diyetten çıkarılması ile beyin ve diğer organlarda gelişen toksin temizlenmesi, kısa sürede fizyolojik ve psikolojik sorunların büyük ölçüde ortadan kalkmasını sağlar. GAPS Beslenme Protokolü; 10.000 otistik çocuk üzerinde denenmiş özel bir beslenme protokolüdür. Otizmin yanı sıra GAPS Beslenme Protokolü Hassas bağırsak sendromu, bipolar bozukluğu olan hastalar, depresif kişilikler, multiple skleroz hastalarında da uygulanır. Bağırsak flora dengesizliği ve geçirgen (hassas) bağırsak sendromu çağımızın en büyük sağlık sorunlarından biridir. Bağırsak florasının anormalliği ve bağırsak duvarındaki hasar ve geçirgenlik nedeniyle sadece beyin değil, beyin dışındaki bütün beden de toksik yük altında kalır. Eğer bağırsak duvarındaki faydalı bakteriler hasar görmüşse korunmasızdır ve her türlü saldırıya açık hale gelir. Yeterince sindirilmemiş yiyecekler, bu sızıntılı bağırsak duvarından kan dolaşımına geçerek yabancı madde olarak algılanır ve saldırıya uğrarlar. Gıda alerjileri ve intoleransları bu şekilde oluşur.
Kendi bizzat deneyimlediğim eliminasyon diyeti sonucunda fazla kilolarım harici kronik hastalarımdan (fibromiyalji ve migren) kurtuldum. Bu adeta benim için bir milat oldu. Bu doğrultuda sizlere “Gerçekten ne yesek o muyuz? Bu kadar önemli mi yediklerimiz?” diye sormak istiyorum.
Vücudumuzun nelerden oluştuğunu, tüm hücrelerinin yaşaması için beslendiğini düşünürsek, tam anlamıyla ne yersek “o” oluyoruz. Bu yüzden doğru besin seçimlerinin yanı sıra doğru üretici, temiz gıda, doğru pişirme yöntemi, doğru yeme sıklığı da hayatımızı etkileyen başlıklardan. Biz burada kişinin yaşamında yaptığımız küçük dokunuşlar sayesinde hem fiziksel hem de mental olarak hayatında değişiklikliler oluşturduğumuza şahitlik ediyoruz. En basitinden hayatınızdan sağlıksız karbonhidratı çıkarmak saç dökülmesinin önlenmesinden tutunda sağlıklı ve parlak bir cilde, düz bir karına, her gün düzenli olarak bağırsak boşaltımının desteklenmesine, kaliteli bir uykuya, dinç uyanmaya, günlük yaşam rutinini keyifli hale getirmesine kadar yardımcı olabiliyor.
Sürekli aldığınız eğitimler ve yaptığınız araştırmalar sonucu hastalarınıza mucize gelen bitki çaylarınız Türkiye’nin her yerinden ilgi görmektedir. Bu çaylar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Aslında önce çokta bilinmeyen fıtoterapi nedir sorusunun cevabını vermek isterim. Fitoterapi günümüzde bitkilerin tıbbi anlamda etkili kısımlarını, özlerini ve bunlardan elde edilerek yapılan farklı formlarını kullanarak uygulanan, destekleyici ve tamamlayıcı bir tedavi yöntemidir. Bitkilerin tedavi amaçlı kullanımının yanı sıra hastalıkların önlenmesinde de güvenli uygulama alanları bulduğunu biliyoruz.
Bende aldığım güncel eğitimler ve danışan tecrübelerinden oluşturduğum reçetelerim doğrultusunda tıbbi beslenme tedavisini destekleyen ana droglar, aroma, lezzet veren yan droglarla hem içimi güzel hem de mevcut şikayete yönelik destekleyici çaylarla danışanlarımın beslenme programları destekliyorum. Böylelikle hem süreç daha keyifli hale geliyor hem de metabolizmayı ateşlemiş oluyoruz. Eğer bel ve basen yağlarınızdan şikâyetçiyseniz efsane yağ yakıcı formülümüz Burntea, özellikle tatlı krizlerini yönetemiyor ve gece gelen açlık ataklarınız varsa Balance, geçmeyen kronik kabızlık, gaz ve şişkinlik şikâyetleriniz varsa da Mikrobiom sizin için tam bir cankurtaran olacaktır. Ayrıca tüm okurlarımıza yolda olan iki yeni formülümüzün de buradan müjdesini vermek isterim.
Grey okurlarına son olarak ne söylemek istersiniz?
Sağlıklı beslenmenin hayatımıza kattığı güzellikleri her an deneyimleyen, işini severek yapan, şanslı azınlıktan olduğumu düşünüyorum. Buradan okurlara vermek istediğim mesaj ise; siz kendinizi önemserseniz dünya sizi önemser. Özel beslenme planları danışanlarımıza başlangıçta zor gelse ve rutin alışkanlıklarından vazgeçmekte zorlansalar da kısa zamanda kendi bedenlerinde gözlemledikleri şahane deneyimler neden bizi tercih ettiklerini kendilerine bir kez daha ispatlıyor aslında.
Bizim mottomuzu soracak olursanız “Yolunuz bizimle kesiştiyse hikâyeniz mutlu biter.”
Adres; Cedit Mahallesi Bostanlar Sokak Numara: 10 Kat: Daire: 5, 41300 İzmit Kocaeli
İletişim; 0552 519 00 41
Instagram; sagliklibeslenmesanati
Youtube; Diyetisyen Sümeyra Candan
0 Yorum