Öncelikle O-ofis kapsamında bu yaz sinema etkinlik geceleri yaşadığımız, hocalarımızla film analizleri yaptığımız harika geceler için O-Ofis kurucusu sevgili Mine Ekdal'a teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu kapsamdaki son etkinlikte Vücut filminin analizi için filmin başrol oyuncusu Hatice Aslan'ı İzmit'imiz de ağırladık.Gelin sevilen oyuncunun başarı dolu hikayesini ve hayata bakış açısını kendisinden dinleyelim.
Hepimizin tanıyıp sevdiği sinema, tiyatro ve dizi oyuncusu Hatice Aslan kimdir?
1962 yılında Sivas'ta doğdum ve 17 yaşıma kadar orada büyüdüm. Müzik okumak hayaliyle gittiğim Ankara Devlet Konservatuvarı’nda tesadüfen kendimi oyunculuk bölümünde buldum. (Müzik bölümü sınavları bittiği için tiyatro bölümündeki boş kontenjan için o bölümün sınavlarına girdim.) Ankara Devlet Konservatuvarı tiyatro bölümünden mezun olduktan sonra hep başrol oynadım. 1986-1992 yılları arasında İzmir Devlet Tiyatrosu'nda görev aldım. Tiyatro çalışmalarım çocuk oyunlarından müzikallere uzanan geniş bir yelpazede sürdü. Ferhunde Hanımlar dizisi ile geniş kitlelerce tanındım. Nuri Bilge Ceylan'a Cannes Film Festivali'nde En İyi Yönetmen Ödülü’nü getiren Üç Maymun filmindeki performansımla SİYAD En İyi Kadın Oyuncu Ödülü başta olmak üzere çeşitli ödüller kazandım. Mustafa Nuri'nin yönettiği Vücut filmindeki rolümle de Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü aldım.
Kariyerinizde hangi rol size ilham verdi? Neden?
Aslında benim için hepsi çok değerli, bu yüzden ayrım yapamıyorum. Ama beni en çok etkileyenlerden biri Vücut filmindeki Leyla karakteridir. Dizi sektöründe de Zümrüdüanka dizisindeki Ülfet karakteri beni çok etkilemiştir. Tiyatroda da Azizname 95 adlı oyunla 5 yıl kapalı gişe oynamıştık. Aziz Nesin'in öykülerinden derlenerek yapılan bir oyundu. Orada o kadar çeşitli rolleri oynamak, sahnede anında kostüm değiştirip hem dans etmek, hem şarkı söylemek, hem de o karaktere bürünmek benim için bir okul gibiydi. Devlet tiyatrosundan emekli olduktan sonra çalıştığım Dot Tiyatrosu da benim için ayrı bir değerdir. Dot Tiyatrosu'nda bir anda seyirciyle iç içe olup, iç dünyamı seyirciye anlatan deneyimler edindim.
Kariyerinizde dönüm noktası olan proje hangisidir?
Gazetecilere sorsanız, Nuri Bilge Ceylan'ın Üç Maymun filmini söylerler. Bana göre, Aziz Nesin'in oyununu oynamak ve Dot Tiyatrosu'ndaki oyunları oynamak benim için dönüm noktasıdır. Oyunculuk anlayışının gelişmesiyle bir yere doğru gittiği için bu ikisi benim için çok değerlidir ve dönüm noktası dediğim işlerdir.
Tarafsız zihin üzerinde çalışıyorum. Gece yatmadan önce ettiğim duayı söylediğimde daha iyi anlaşılacaktır: "Herkes tok uyusun" O zaman açgözlülük bitecek, o zaman biz birbirimizle paylaşmayı öğreneceğiz. Ezberlenmiş ayrımlardan uzaklaşacağız.
Sizi motive eden ve ilham veren bir yaşam felsefeniz var mı?
Tarafsız zihin üzerinde çalışıyorum. Gece yatmadan önce ettiğim duayı söylediğimde daha iyi anlaşılacaktır: Tarafsız zihin üzerinde çalışıyorum. Gece yatmadan önce ettiğim duayı söylediğimde daha iyi anlaşılacaktır: "Herkes tok uyusun" O zaman açgözlülük bitecek, o zaman biz birbirimizle paylaşmayı öğreneceğiz. Ezberlenmiş ayrımlardan uzaklaşacağız. Bir bütün olduğumuzu belki o zaman hatırlayacağız, çünkü birimize bir şey olduğunda başkasına da olduğunu her seferinde unutuyoruz. Sadece insandan değil, tüm varlıklardan bahsediyorum. Her şey birbirine bağlı. Bu aslında çok ütopik geliyor, ama gerçek bu. Bir gün belki uyanırız.
O-Ofis sinema etkinlikleri kapsamında burada İzmit'te bir araya geldik. Film olarak sizin oynadığınız Vücut filmini seçmişsiniz. Neden Vücut filmi?
İlk olarak, güncelliğini yitirmeyen bir film olduğu için seçtim. İkincisi; insanların hala sınırları var. Mesela her insan her mekâna giremiyor. Filmdeki Leyla karakterinin market alışverişi sırasında düştüğü durum. Onun tek isteği alışverişini yapıp gitmek, fakat ona kılığı kıyafeti yüzünden ters bakılıyor. Biz hâlâ dışsal görüntümüzle barışamadık. "Yok şişmanım, zayıfım. Yok çirkinim, yok güzelim." Bu dışsal unsurları atlatsak belki çok daha başka şeylerle ilgilenmeye vaktimiz olacak. Vaktimizi onlarla harcamayacağız.
Son olarak hepimizin çok sevdiği Bahar dizisiyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Sevmekte çok haklısınız, çünkü çok güzel bir dizi. Samimi bir arkadaş ekibi var orada. Yönetmenimizden yapımcısına, teknik ekipten oyuncu arkadaşlarımıza kadar herkes işini özenerek, ciddiye alarak yapıyor. Bu da size geçiyor zaten. Bahar'ın bu kadar sevilmesinin arkasında özen, samimiyet ve işin ciddiye alınması var. Bahar dizisi için gerçekten hepimiz çok kafa yoruyoruz.
0 Yorum