Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer şarkısıyla bizleri uzaklara götüren, Ben Seni Arayamam şarkısıyla aşkımıza ortak olan, Haydi Gel İçelim şarkısıyla hepimizi eğlendiren ve son olarak Rengarenk şarkısıyla içimizin içimize sığmamasını sağlayan Yüksek Sadakat grubu yeni yıla girerken bizlere ve siz değerli Grey okurlarına eşlik etti.
Burada sayamayacağımız kadar güzel şarkısı olan grubun solisti Kenan Vural, Yüksek Sadakat adına sorularımızı cevapladı. Keyifli okumalar...
Merhabalar, Grey sayfalarına hoş geldiniz. Uzun süredir albüm çıkarmıyorsunuz. Bunun sebebi dijitalleşen dünyadan mı kaynaklanıyor? Sizce geçmişe nazaran artık daha çabuk mu tüketiyoruz?
Öncelikle tüm Grey okuyucularına selamlar. Hızlı tüketim her konuda olduğu gibi müzikte de görülüyor. Genel geçer dinleyici tüm bir albümü dinlemek yerine, albümün bilinen şarkısı ile mutlu oluyor. Bu hızın nedeni tabi ki hayatın da çok hızlı akması ve insanların günlük koşturmacaları nedeni ile kendilerine fazla zaman ayıramamaları.
Ben dijital dünyanın iletişimi hızlandırdığını ama bunun hızlı tüketimin tek nedeni olmadığını düşünüyorum. Bizim albüm yapmaya bu kadar ara vermemizin başlıca nedeni, pandemiden önceki 2-3 yıl boyunca çok fazla sayıda konser çalmamız ve yeni albüm için provalara ve çalışmaya gerçek anlamda zaman bulamamamızdı. Pandemi sürecinde konserler durunca bunu yeni albüm için bir fırsata çevirdik.
Son albümünüz Rengarenk'i nasıl tanımlarsınız? Kimlerle çalıştınız?
Rengarenk albümünün oluşturulmasında grup elemanları dışında hiç kimse rol almadı. Kayıtları, miks ve mastering gibi teknik konularla Uğur Onatkut ilgilendi. Rengarenk albümünü grubun olgunluk dönemine giriş albümü olarak tanımlamak isterim. Hem düzenlemeler, hem enstrüman çalımları hem de müzikal fikirler açısından bakılırsa önceki albümlerden edinmiş olduğumuz tecrübe ve beceriyi iyi yansıttığımız bir çalışma bu. Ayrıca sadece tek bir tarz üzerine vurgu yapılmamış, içerisinde; reggae, soul, funk, disko gibi pek çok farklı janrdan izler taşıyan bir albüm. Bu nedenle ismi de Rengarenk olarak düşünüldü.
Albüme adını veren Rengarenk şarkısının hikayesini öğrenebilir miyiz? İlham kaynağınız neydi?
Bu sorunun muhatabı aslında şarkının yazarı Kutlu Özmakinacı. Tabi ki şarkılar üzerine çok konuştuk ve Kutlu’nun şarkının üzerine kurguladığı kavram, çoğulculuk. Açmak gerekirse, bu şarkı aslında kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi olmayan herkesi dışlayan zihniyetin bir eleştirisi... Rengarenk, çoğulcu fikrin bir şifresi olarak kullanılmış bu şarkıda.
Rengarenk albümünüzün yapım aşamasından bahseder misiniz? Ne kadar sürede albümü oluşturdunuz?
Şarkılar yazıldıktan sonra, grup olarak provalar, düzenlemeler yaklaşık iki ayımızı aldı. Kayıtlar yaklaşık bir, bir buçuk ay kadar sürdü. Miks ve mastering gibi aşamalar da yaklaşık olarak dört ay kadar zamanımızı aldı. Daha kısa bir süre içerisinde albümü tamamlamak mümkün olabilirdi tabi ama bu defa acele etmeden, sakince tüm albümü toparladık.
Öksüz Yel klibiniz çok ilgi çekti. Klibin fikri kimden çıktı, kim çekti ve çekimler nasıl yapıldı?
Teşekkürler. Klibi uzun zamandır birlikte çalıştığımız yönetmen arkadaşımız İmre Haydaroğlu çekti. Klip fikri de kendisinden geldi. Beykoz’da, eski kundura fabrikasında çekildi ve bir tam gün çalışarak çekimleri tamamladık. Sonuçtan biz de oldukça memnunuz.
Albüm için kayda girdiğinizde yaşadıklarınızdan bahsedebilir misiniz? İlla ki çok eğlendiğiniz zamanlar olmuştur.
Doğrusunu söylemek gerekirse albüm kayıtları sırasında elimizden gelenin en iyisini vermeye çalıştığımız için, eğlenceden çok ciddiyetin hakim olduğu bir durumda çalışıyoruz diyebilirim. Ama tabi ki uzun zamandır birlikte müzik yapan ve birlikte çalışmaktan mutlu olan bir grup olduğumuz için genellikle ne yapıyor olursak olalım çok keyif alarak yapıyoruz. Provalar kayıtlara göre daha eğlenceli geçiyor. Birçok fikir deneniyor, bazen komik fikirler de çıkıyor ki onları çalmak bile eğlencenin bir parçası olabiliyor. Ama kayıtlar daha ciddi ve konsantre bir süreç. Bir kayıt yöntemi olarak, her enstrüman belli bir sıra ile kaydediliyor. Kayıt yapan arkadaşımızın tercihine göre kayıtlarda diğer grup elemanları da olabiliyor. Ama örneğin ben şarkıları söylerken stüdyoda yalnız kayıt yapmayı tercih ediyorum. Sonra hep birlikte dinliyor ve kayıtları değerlendiriyoruz. Hep birlikte finalize ediyoruz. Beğenmediğimiz bölümler varsa, onları belirliyor ve fikir birliği yaparak, düzletmeleri yapıyoruz. Hepimiz için “tamam” olduğunda kayıt süreci de tamamlanmış oluyor.
Türkiye’de Rock müzik dinleyicisi sizce azaldı mı? Rock müzik ‘Ailesinden uzakta yaşamak isteyen
ama ailesine aşık genç’ gibi mi?
Bence her müziğin bir kitlesi var. Rock müzik çok köklü bir kültür ve tabi zamanın ruhuna göre de değişiyor, kendini yeniliyor. Bu manada bence popülaritesini kaybetmesi gibi bir risk yok. Her dönemde ve kuşakta rock müzik dinleyicisi olmuştur ve olacaktır da. Çünkü rock sadece bir müzik tarzı değil, bir hayata bakış biçimidir. Belli değerleri vardır, sistemi eleştirmekten çekinmez, böylelikle aynı fikri taşıyan dinleyicisinin de sesi olur. Bu yüzden her daim temsil ettiği bir grup insan mutlaka olacaktır. Öte yandan pek çok rock müzisyeni, popülariteden çok yaptığı işin kalitesi ile ilgili kafa yorar. Bu yüzden dinleyicisinin azalması vb. konularla pek uğraşmaz. Zira hepimiz biliyoruz ki, nitelikli ve samimi bir müzik her zaman değerini bulacaktır. Bizim grup olarak popüler olmaktan anladığımız da, yaptığımız işin dinleyiciye ulaşması ve anlaşılması kaygısından başka bir şey değildir. Dinleyici sayısının artması, azalması zaman içinde değişebilir durumlardır. Bu yüzden konuya bir şarkı, bir albüm veya belirli bir zaman dilimi içinde bakmak ve değerlendirmek çok doğru bir yaklaşım olmayabilir. Tabi bu dinleyicinin çok sadık bir kitle olduğunu da unutmamak gerekir. Rock seven birini bundan vazgeçirmeniz oldukça zordur. Daha ileride caza da yönelebilir, klasik müziğe de ama rock dinlemekten de vazgeçmez.
Son yıllarda ülkemizde rap müziğe karşı ilgi artmaya başladı. Bu durum hakkında neler düşünüyorsunuz, sizler rap dinlemeyi seviyor musunuz?
Kişisel olarak ben pek rapçiyim diyemem. Çok iyi örnekleri var tabi ülkemizde de. Yukardaki soruya verdiğimiz cevap rap konusundaki fikrimizi de içermekte. Hangi müzik türü olursa olsun, endüstri içinde yerini almalı. Aynı Rengarenk şarkısında kastettiğimiz gibi, her renge, her sese, her fikre açık olmalıyız ki, kendimizi ve içinde yaşadığımız toplumu daha ileriye götürebilelim. İlerleme, farklı fikirlerin, tarzların, harmanlanması ile mümkün olabilir ancak. Çoğulcu bir yaklaşıma müzikte de inanıyoruz diyebilirim.
Türkiye'de bu kadar sevilen ve yapılan her işi takdir edilen bir grup olmayı nasıl başarıyorsunuz?
Samimiyetimizle...
Hatıranızda hala canlı olan, unutamadığınız konseriniz hangisi?
Kendi adıma en unutulmaz konserler, geçtiğimiz günlerde verdiğimiz, Harbiye Açıkhava, 2018 de verdiğimiz ODTÜ konseri ve 2019 da İzmir Devlet Senfoni Orkestrası ile birlikte çaldığımız 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı konserlerimiz...
Son zamanlarla beğendiğiniz film, müzik grubu, şarkı, beste ve kitaplar neler?
İsim sıralamak her zaman zor ve sınırlayıcı olmuştur. Genel bir fikir olarak, nitelikli, yenilikçi, kendi değer yargılarımıza göre değerli bulduğumuz her film, müzik, kitap vs. ilgi alanımıza giriyor.
Grup olarak geleceğe dair planlarınız neler?
Geleceğe dair en somut plan, üretmeye devam etmek... Kendimizi yenileyerek ve geliştirerek kitlemize her zaman sevecekleri şarkılar verebilmek. Ve tabi mümkün olduğu sürece sahne hayatımıza da devam etmek temel ve öncelikli hedefimiz olacaktır.
Grey okuyanlarına ve hayranlarınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Konumuz müzik olduğuna göre, okurlarınıza müzikten uzak kalmamalarını söylemek isterim.
Instagram: @yukseksadakat_
0 Yorum