Çocukluğumuza dair en güzel anılar oyuncaklardır. Oyuncakçı, bu çocukluk anılarını ortaya çıkaran mimardır. Oyuncakçı-Saklı Yadigârlar, çocuk ruhlu bir oyuncakçının hayat hikâyesi aslında. Yönetmen Yağmur Kartal’ın 5 yıllık emeğinin ve hayal gücünün ürünü olan stop motion belgesel film, 1940’lardan günümüze oyuncak öyküsü paralelinde büyüyen bir çocuğu, bir hayatı konu alıyor. Kendi küçük atölyesinde elektrik tellerinden eski Osmanlı esintilerini barındıran oyuncak figürleri yapan Sabahattin Parlar’ın hayatı, beyazperdede can buluyor. Şimdiye kadar 17 ülkede 25 festivale seçilip, 10 ödül alan film, 2020’nin en ödüllü yerli belgesel filmi seçilerek rüştünü ispatladı. Belgesel filmde tiyatro sanatçısı Hakan Altıner ve Oyuncak Müzesi sahibi şair Sunay Akın da yer alıyor.

Film, Türkiye’de oyuncak tarihinin bir oyuncakçı üzerinden anlatıldığı ilk film olma özelliğini taşıyor. 1930’ların İstanbul’una ışık tutan belgeselde Osmanlı figürleri ve dönemin sokak satıcıları Parlar’ın figürlerinde hayat buluyor. Osmanlı’dan Cumhuriyet’in ilk yıllarına insan figürlerini yansıtan Parlar’ın hayatı, Türk insanının bir panoramasını gözler önüne seriyor. Başarısı eski gazete kupürlerinde bir yadigâr olarak kalmış bir oyuncakçının öyküsü, Yağmur Kartal’ın kurduğu büyülü evrenle seyirciye sunuluyor. Oyuncakların sihirli dünyası şimdiye kadar 17 ülkede seyirciyle buluştu. Yönetmen Yağmur Kartal şimdi sizi de bu sihirli dünyaya davet ediyor.


YÖNETMEN YAĞMUR KARTAL

SABAHATTİN PARLAR ÖZEL BİR İNSAN

Filmin baş karakteri esasında elektrik tellerinden oyuncak figürler tasarlayan Sabahattin Parlar. Bir yönetmen olarak sizi Parlar’ın hikâyesini filmleştirmeye iten neydi?
Sabahattin Parlar, şahsına münhasır, özel bir insan. Onun bu uğraşını öğrendiğimde aklıma Türkiye’de onun gibi başka köşesine çekilmiş nadide mücevherler olabileceği düşüncesi geldi. “Neden bu insanları tanımıyoruz, onların öykülerini bilmiyoruz” diyerek içerledim. Filmi çekmeye de tam olarak bu duygu ile başladım.

AMACIM KENDİNE HAS BİR ANLATIMI OLAN, İNSANLARINKALBİNE TEMAS EDECEK BİR FİLM YAPMAKTI.

17 ÜLKEDE GÖSTERİLDİ

Film Türkiye’de ve yurtdışında katıldığı festivallerden toplamda 10 ödül alarak 2020’nin en ödüllü belgesel filmi seçildi. Bu başarıyı bekliyor muydunuz? Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
Aslında filmi çekerken bir başarı yakalayacağını beklemiyordum. Amacım bu değildi zaten. Kendine has bir anlatımı olan, keyif aldığım, insanların izlerken kalbine temas edecek, onlara derdini aktarabilen bir film yapmaktı. Tek kaygım filmi yeterince insana ulaştıramamaktı. Şu an hayallerimin ötesinde tam 17 ülkede gösterildi. Oradaki bazı seyircilerle tanışma, sohbet etme imkânım bile oldu. Bu anlamda çok güzel bir deneyimdi.

 BENCE SİNEMA SİHİRLİ BİR DÜNYA.BU, İLK KEŞFEDİLDİĞİ GÜNDEN BU YANA HİÇ DEĞİŞMEDİ.

SİHİRLİ GÖSTERİNİN EN GERÇEK HALİ

Stop-motion animasyon olarak işler üreten bir yönetmensiniz. İzlemesi keyifli olsa da çekim yaparken hareket ettirmesi zor nesnelerle çalışmak oldukça zor. Neden stop-motion tekniği ile çalıştınız?
Bence sinema büyüleyici bir dünya. Bu, ilk keşfedildiği günden bu yana hiç değişmedi. Stop-motion tekniği ise bu sihirli gösterinin en keyifli ve en gerçek hali. Çünkü gerçek bir objeyi canlı hale getiriyor ona bir duygu, düşünce ekliyorsunuz. Bu çekmesi de, izlemesi de aşırı eğlenceli bir olay. Çoraplarınızın siz yokken canlanıp evin içinde yaramazlık yaptığını düşünün. Dünyanız bir anda büyülü bir hal alıyor. Stop-motion işte buna imkân tanıyor. Efekt etkisinden uzak olduğu için izleyici onun gerçek bir obje olduğunu biliyor. Bu da seyirciye dokunma hissini derinden yaşatıyor. Bu yüzden biricik ve bütün zorluklarına değiyor.


Belgesel filmde tiyatro sanatçısı Hakan Altıner ve Oyuncak Müzesi sahibi şair Sunay Akın da yer alıyor.

DİJİTAL PLATFORMLAR VE TELEVİZYONDA OLACAK

Oyuncakçı filminin geleceğiyle ilgili neler planlıyorsunuz?
Ekip olarak bundan sonraki düşüncemiz festival süreci tamamlandıktan sonra filmin genel izleyici ile buluşabilmesi yönünde. 2022 yılıyla beraber filmin festival süreci tamamlanacak. Dijital platformlar ve televizyon kanallarıyla görüşmelerimizi başlatıp güzel sonuçlarla döneceğimize inanıyoruz.

YENİ SENARYO ÇALIŞMALARINA BAŞLADIK

Latrak Film olarak yalnızca film değil, farklı projeler de üretiyorsunuz. Yakın zamanda yeni proje veya film çalışmanız var mı? Oyuncakçı’nın ardından neler yapacaksınız?
Üretmek benim için bir tutku. Bu yüzden yeni projeler her daim var. Üretmediğimde kendimi mutsuz hissediyorum. Oyuncakçı’nın festival süreciyle yoğun bir dönem geçirsem de yeni bir senaryo üzerine çalışmalara başladık. Stop-motion animasyon tekniğiyle yeni bir proje ile tekrar bir festival yolculuğuna çıkmaya hazırlanıyorum. Tabii bir yandan da Latrak Film ekibiyle yaratıcı projeler üretiyoruz. Hem film, hem de proje anlamında çok yoğun bir sürece girdik. İşinde titiz biri olduğumdan hazırlık sürecinde yoğun bir çalışmamız oluyor fakat sonucunda stop-motion alanında güzel işlere imza atıyoruz. Zaten Oyuncakçı filminin de çekim süreci oldukça uzun ve yorucuydu ama sonuçlarından çok memnunum.

 

 

0 Yorum

Yorum Alanı

Lütfen gerekli Alanları Doldurunuz *