"KEEP YOUR DAY ROLLIN" YANİ; KAHVE İÇİN OTURUP ZAMAN HARCAMA, AL-GÖTÜR MOTTOSUNDAN YOLA ÇIKARAK KURULAN CYCLELOGY COFFEE'NİN HAYATA GEÇME HİKAYESİNİ, PROJE'NİN MİMARLARI DÜNYACA ÜNLÜ TEKNOLOJİ ŞİRKETİ INOVENSO'NUN KURUCU ORTAKLARINDAN FAİK MIDIK VE YEĞENİ KİŞİYE ÖZEL DİKİMEVİ SAHİBİ ALEV ŞENOL'DAN DİNLEDİK.

Faik Bey merhaba, Grey okurları için kendinizi tanıtır mısınız?
1986 Giresun Tirebolu doğumluyum. İlk, orta ve liseyi Giresun'da standart okullarda bitirdim. 2004 yılında İTÜ Tekstil Mühendisliği’ni kazandım. Tekstil Bölümünü özellikle istedim. Küçüklüğümden beri ticarete sempatim olduğundan dolayı tekstilin tüm dinamiğini öğrendiğimde ileride kendi işimi kurabileceğimi düşündüm.

Dünyaca ünlü Inovenso Şirketi’nin kurucu ortaklarındansınız. Bu başarı öyküsünden bahseder misiniz?
İTÜ’de okurken karşıma bir fırsat çıktı. Okulda birçok laboratuvar vardı ve yeni konular üzerinde çalışılıyordu.

Bu konulardan biri de “nanofiber” denilen advence bir malzemeydi. (Nanofiber dediğimiz şey tekstilde kullanılan liflerin çok daha incesi, gözle görülmeyen ama farklı özellikler katılmış malzeme türüdür.) Türkiye'de yapılmayan, dünyada da birkaç yerde üretilen çok yeni bir malzemeydi. İşin Ar-Ge (teknik) kısmı da çok hoşuma gitmişti. 3. sınıfta 4 - 5 arkadaşımla bu konuyla ilgili faaliyetlere başladık. 2007 yılında Sanayi Bakanlığının teknolojik Ar-Ge işlerine sermaye desteği vardı. Biz de başvuruda bulunduk ve iş fikrimiz 1. olarak devlet desteğini aldı. Amacımız nanofiber üretimi yapan makine imal etmekti. 2007 yılında Nanofiber Membran Grubu’nun çatısı altında nanoteknoloji kullanarak faaliyetlerimize başladık. İlk olarak yurt içindeki üniversitelere, Ar-Ge amacıyla kullanan hocalara, laboratuvarlara bu makineleri vermeye başladık.

Başta Singapur olmak üzere yurt dışından teklifler gelmeye başladı. O zamana kadar yurt dışı fikrimiz yoktu fakat gördük ki yurt dışı ayağı hem çok kârlı hem de büyük bir potansiyele sahipti. O motivasyonla reklamlarımızı yurt dışına açtık. Zaten teknik olarak sektörün öncülerinden biriydik ve ciddi bir bilgi birikimimiz vardı. Daha sonra Amerika'dan talepler gelmeye başladı ve 2013 yılı itibarıyla %95 ihracat yapan bir firma haline geldik.

2017 yılında Amerika Boston'da aynı isimle (INOVENSO) bir firma daha kurduk. Orada da ofisimiz ve laboratuvarlarımız var. Amerika ve Kanada’daki müşterilerimize oradaki firma üzerinden hizmet sunuyoruz. Şu anda ana pazarımız Amerika ve Kanada olmakla birlikte 45’ten fazla ülkeye makine ihraç ediyoruz. Inovenso akademi ve endüstri arasında bir köprü şirketi haline geldi. Biyomedikal, doku mühendisliği, ilaç, enerji, filtrasyon, tekstil, tarım, kozmetik gibi çok çeşitli alanlarda yüzlerce bilimsel projeye katkıda bulunduk. Bugün Inovenso 350’den fazla cihazla gerçek bir küresel liderdir. MIT, Stanford, Cornell gibi yüksek prestijli üniversitelerden ve 3M, Honeywell ve daha birçok dünya çapındaki şirketlerden alınan referanslar Inovenso'nun müşterilerinin ihtiyaçlarına göre doğru teknoloji ve hizmetler yarattığını göstermiştir.

Faik Bey, Cyclelogy Coffee’nin fikir lideri ve yatırımcısı olarak bu fikir nasıl doğdu?
Inovenso üzerinden her ay düzenli olarak 40-50 ülkeye seyahatler gerçekleştiriyordum. 2016 yılında Polonya'ya yaptığım bir ziyaret sırasında sahilde gezerken bir bisiklet gördüm ve üzerinde espresso makinesi vardı. Daha önce böyle bir şey görmemiştim. Ben kahveyi çok sevdiğimden fikir çok hoşuma gitmişti. Ben olaylara yaklaşırken hep ticari bir girişim ararım ama kendi iş mesaimin yoğunluğundan fikirlerimi hayata geçiremem fakat bunu görünce Türkiye'de böyle bir şey olmadığını ve yeni neslin kahveye olan tutkusunu bildiğimden mutlaka hayata geçirmeliyim diye düşündüm. Ayrıca franchise potansiyeli çok yüksek bir iş modeli çünkü sermayesi olup hangi alanda doğru yatırım yapması gerektiğini bilmeyen çok iş insanı var. Yatırımcılar genellikle çok büyük sermayelerle büyük markaların franchise’ını almaya çalışırlar fakat bizim bu iş modelimizin çok özgün ve daha düşük sermayelerle yapılabilecek olduğunu düşündüm. İlk olarak imalat ve üretim tecrübemiz olduğundan bisiklet kahve arabasının çizimlerini yaptım. İşin teknik kısmı, bardakların tasarımı, logo tasarımı, marka ismi vs. Bunlar üzerine çok zaman harcadım ama asıl olay işi sahaya sürmek, bu fikri insanlara doğru bir şekilde aktarabilmek, sosyal medyasını canlı tutabilmekti. Bu noktada Alev Şenol fikri duyunca çok heyecanlandı ve bu işin Türkiye'de çok tutacağını söyleyerek hayata geçirmek istedi. Kendisi zaten marketing konusunda çok güçlüdür.

Alev Hanım bu projenin markalaşma yolculuğunu siz başlattınız. Bize bu girişimin hikayesini anlatır mısınız?
Faik Mıdık bizim ailenin fikir lideridir. Çocukluğumuz birlikte geçti. İlk projeyi anlattığında çok heyecanlandım. Hemen kafamda nerede tutar bu iş diye çok kurguladım çünkü hem konsept çok güzel hem de ticari olarak para getirecek bir iş. Ayrıca ben başkalarının emeğine dayalı bir iş yaptığım için başkalarının emeğine bağlı kalmadan hayatımı idame ettirebileceğim bir iş kanalı arıyordum. Bu işi planlarken de barista eğitimi aldım. Kendi emeğimle de bu işi çevirip para kazanabilir ve hayatımın devamını kanalize edebilirim diye düşündüm. Bu projeye olan inancım en çok bu yüzdendi. Ben Başiskele'de bu yeri bulunca Faik bana müthiş bir yüce gönüllülükle tüm projeyi emanet etti. Makineyi üretti. Bardaklar, peçeteler, şekerlerine kadar her şeyi hazır olan bu projeyi bana hiçbir karşılık beklemeden verdi hatta pandemi döneminde nakit akışımız olmadığı için buranın 1 yıllık kirasını bile gönderdi. Faik'in tek beklentisi mühendislik zekasıyla yaptığı bir ürünün işe yaradığını görmekti. Şu anda beni gururlandıran bunun bir iş modeli olup kabul gören bir şeye dönüşmüş olması çünkü herkes bir şeyler satabilir ama bir şeyi marka yapmak, o fikri sahiplenmek, doğru ekiple bir araya getirip müşteriyi her gün aynı rutinle buluşturmak benim en sevdiğim iş. O yüzden iyi bir partner olduk. O iş fikrinin sahiplenilmesinden dolayı sonsuz destek oluyor. Ben de bu işin tutar ve yürür kısmında çok sahipleniyorum.

Bu konseptin avantajları nelerdir?
Bu konseptin şöyle bir avantajı var: İş fikrini oluştururken beni en çok cezbeden kısmı buydu. Diyelim ki bir yerde kafe açıyorsunuz, günümüzde mekân kiraları çok yüksek ve o mekâna yatırım yapıyorsunuz sonra müşterilerin gelmesini bekliyorsunuz. Eğer o yatırımdan para kazanamıyorsanız kapatacaksınız ve tamamen zarara girmiş olacaksınız. Oysa bu konsepti koyduğunuz yerde insanların ilgisini çekmedi diyelim ya da kış mevsimi geldi ve iş yapamıyorsunuz. Bunu alıp başka bir yere götürebilirsiniz. Bir sahil kıyısına, AVM'ye ya da iş merkezinin önüne koyabilirsiniz. Yani bunu bir binaya bağlamıyorsunuz. Elinizde mobil bir konsept var, istediğiniz her yerde işletebilirsiniz ve işletme riski çok düşük.

Faik Mıdık bizim ailenin fikir lideridir. Çocukluğumuz birlikte geçti. İlk projeyi anlattığında çok heyecanlandım. Hemen kafamda nerede tutar bu iş diye çok kurguladım çünkü hem konsept çok güzel hem de ticari olarak para getirecek bir iş.

Markanın mottosunu nasıl yaygınlaştırmayı düşünüyorsunuz?
Motto da bana ait. "Keep your day rollin" yani "Kahveye zaman ayırma. Kahveyi al ve git." Benim için kahve bir ihtiyaç. Aslında Türk insanı çay kültüründen geliyor ama yeni nesil daha çok kahveye ilgi duyuyor. Özellikle sabahları kahve insanı açıyor, kendine getiriyor. Bunun için illa gidip bir kafeye oturup zaman kaybetmelerine gerek yok.

Yurt dışında özellikle Amerika'da sokakta insanların %40’nın elinde kahve bardağı vardır çünkü insanlar buna ihtiyaç duyuyorlar ama hayatın rutinini de bozmak istemiyorlar. Herkes ya çalışıyor ya da bir yere yetişmeye çalışıyor. Kafelerde oturup 1 saat zaman harcayacak vakitleri yok. Biz bu noktada alın kahvenizi yolunuza devam edin yani sizin hayatınızdan zaman çalmasın diyoruz.

Müşterileriniz neden sizi tercih etmeli?
Faik: Diğer markalar birçok şehre sıcak bakmıyor. Bu konsept daha küçük bir yatırımla küçük şehirlerin ana caddelerinde ya da ana güzergahlarında girişimci bir insan tarafından paraya dönüştürülebilecek bir proje. Ayrıca diğer markalar belli şehirleri hedef alırken biz kahve bardağının girmediği küçük Anadolu'da da var olacağız.

Alev: Faik'in söylediği bir söz var: "Bardak kalitesi statüyü belirliyor." O yüzden en iyi kalite bardakla kahvelerimizi ikram ediyoruz. Sıcak içim bardaklarımızın kalitesi en iyi markalardan önde... Biz işte o bardak kalitesini ana markaların ulaşmadığı şehirlere ulaştıracağız. Amacımız; oradaki yatırımcı kadınlara ya da çalışmak isteyen, daha düşük sermayeyle iş modellemek isteyen kişilere ulaştırıp franchise sistemiyle Türkiye'nin her yerine sunmak.

Faik: Yatırım yapan kişi yatırdığı paranın kontrol edilebilirliğini, geri dönüşümünü nasıl sağlayacağım diye düşünebilir. Bununla ilgili bir yazılım çalışmamız var. Tüm mağazalarda olan barkod siteminin aynı şekilde işleyebilmesi için daha geniş bir yazılım sistemi üzerinde çalışıyoruz. Stoka giren her ürünü (kahve, bardak, şurup, temizlik maddeleri...) barkodla okutup eş zamanlı çıkanın da barkodla çıkabildiği bir yazılım sistemi kuruyoruz.

Franchise alan kişi sezonluk ya da tam zamanlı bir mobil araca yatırım yapıyor ve istediği yerde bu iş modelini çalıştırabiliyor. (AVM, sahil kıyısı, iş merkezi vs.) Ayrıca üzerinde çalıştığımız akıllı sistemle bu konsepte yatırdığı paranın garantisini görebilecek. Oysa bitcoine yatırsa aklında hep bir soru işareti olacak. Bu sistemin tedarikçisi de biz olduğumuzdan karekod ile giren, çıkan ve stoku azalan her ürünü gördüğümüzde hemen transferini sağlayarak süreklilik arz ediyoruz. Siz günlük bardak adetinden, stokunuzdan çıkan bardak adetiyle ortalama gelirinizi gördüğünüz için de  bunun çok kârlı bir yatırım olduğuna kanaat getiriyorsunuz.

Cyclelogy Coffee’nin markalaşma sürecinde neler hedefliyorsunuz?
Alev: Biz sadece kahve satmak istemiyoruz. Kahve satan dükkânlar yaratmak istiyoruz. Bu konsept insanların çok ilgisini çekecek ve Türkiye'nin her yerinde koyabilecek yüzlerce alan olacak. Bu konseptte biz yatırımcıya "Sen paranı yatıracaksın. Biz yönetimsel süreçte senin daha sağlıklı yönetebileceğin bir iş modeli kuracağız." diyoruz çünkü Türkiye'de insanların parası var ama yatırımı yönetebilecekleri bir sistemleri yok. Biz insanlara sistem satacağız.

Faik: Ben projenin %70’ini gerçekleştirdim. Diğer yaptığım işlerde de önce para kazanmayı hedeflemem benim için önemli olan üretimini yapıp hayata geçirdiğim fikrin gerçeğe dönüşmüş olması, insanların buna rağbet gösteriyor olması, işletmenin çalıştığını görmek ve insanların beğenisini kazanıyor olmak. Bunlar benim için müthiş bir mühendislik tatmini, hazzı diyebiliriz. %30’u ise Türkiye'nin neresine gidersem gideyim her noktaya yayıldığını görmek benim için en büyük mutluluk olur.
Türkiye'de kahve bir statü. İnsanların statüsünü belirleyen, iyi hissettiren o bardak. Bu yüzden insanlar bir kahveyi alırken o bardağı tutma şeklinden ve hazzından etkileniyor. Dikkat ederseniz büyük global markaların tek efekti bardak tutan insanlar. Dolayısıyla bu statüyü Türkiye'nin her yerine ulaştırmayı hedefliyoruz.

Bu konsept daha küçük bir yatırımla küçük şehirlerin ana caddelerinde ya da ana güzergahlarında girişimci bir insan tarafından paraya dönüştürülebilecek bir proje.

Alev Hanım markayı tanıtmak, tamamlamak için sürekli kendinizi yenilediğinizi gözlemliyoruz. Gelişim sürecinde neler yapmayı planlıyorsunuz?
Şu anda konseptimizi ayılar üzerine kurduk. Özel tasarım ayılar yaptırdık. Bunlar şu anda piyasada bulabileceğiniz ayılardan değil. Her birinin ayrı bir yüz ifadesi var. Şirinler Köyü gibi somurtkan, neşeli, mutlu, hüzünlü, yalnız ifadeleri var. İnsanlara bu çok sempatik geldi. Bundan sonraki süreçte farklı konseptler de olacak. Mesela yeni yıl, sevgililer günü gibi özel günlere hazırlanacağız. Cyclelogy Coffee’nin içerisinde insanların kahveleriyle birlikte anılarını canlandıracak konseptler yer alacak. Ayılar bu projenin ilk yola çıkışı. Şimdi ayıların bir masal ve boyama kitapları geliyor. Cin Ali serisi gibi olacak. Tıpkı Cin Ali'nin baskı kalitesinde nostaljik bir seri olacak. Kitaplarla hedefimiz marka yolculuğumuzu tamamlamak ve bize ulaşamayan müşterilerimize online’dan ulaşabilmek.

Marka yolculuğumuz yavaş yavaş hikayemizle bütünleşsin istiyoruz. Ben bunun marketingini tasarlarken hedefim; İstanbul'un kalabalığından ve yorgunluğundan kaçan ayılar Başiskele'ye yerleşti. Bu ayılar Türkiye'nin her yerine, her şehrine gidebilirler ve oranın sakinliği içerisinde kahve hizmeti verebilirler.

Faik Bey son olarak neler söylemek istersiniz?
Dünyada başarısını ispat etmiş bir projeden sonra hayat geçen bu 2. proje de çok iyi bir yolda ilerliyor. Ben şuna inanıyorum: Teknik olarak dünyada insanlığın kaderini değiştirecek bir ürün yapmış olabilirsiniz. Bunu yapıyor olmanız, bu işten para kazanacağınız, bu işi başarılı bir şekilde yürütebileceğiniz anlamına gelmiyor. Bunun için en önemli şey “ekip”. Bu işin 2 ayağı var. Bunlardan birincisi teknik olarak çok iyi iş yapmanız lazım ikincisi de bunu insanlara tanıtabilecek kanallara ulaşabiliyor olmanız gerek. Bu becerinizin de olması lazım yani işin marketing kısmı, yapılan işin insanlara aktarabilme kısmı çok daha önemli. Ben mühendis olarak bunu söylüyorum. Dünyanın en iyi işini yapabilirsiniz ama bunu satamayabilirsiniz. Ben burada yeğenim Alev ile beraber çok iyi bir ikili olduğumuzu düşünüyorum. Ben işin teknik kısmında ilerliyorum. O da işin marketing kısmında... Diğer işinde de olduğu gibi çok güçlü. Böyle bir ikili her işte başarılı olur diye düşünüyorum.

Adres: Sahil Mahallesi, Liman Caddesi No: 145/1 Başiskele Kocaeli
İletişim: 0544 544 45 45
Instagram: @cyclelogy_coffee

0 Yorum

Yorum Alanı

Lütfen gerekli Alanları Doldurunuz *