"El ele vererek dünyayı bir çiçek bahçesine çevirebiliriz." mottosuyla çıktığı yolda Alametiçelebi ve Gülbahçe isimli iki önemli markasıyla başarıdan başarıya koşan Fatma Çelebi ile ekolojiye verdiği önemden, KOİDER Bağ projesinde 2’lik ödülü alan "İzmitgülbahçe" projesine kadar birçok konuda bilgi edindiğimiz harika bir sohbet gerçekleştirdik.
İsterim ki benim evladım ve tüm çocuklar doğaya dost büyüsünler. Çünkü çocuk ve doğa birbine çok benzeyen harika bir ikili!
Fatma Hanım merhaba. Grey okurları için sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Merhaba Grey dergisi okurları. Ben Fatma Çelebi. 1991 Hatay doğumluyum. İlkokul ve lise eğitimimi Hatay'da tamamladıktan sonra 2010 yılında üniversite için Kocaeli’ye geldim. Okulumu bitirip yıllar içinde, burada iki ayrı sektörde iş hayatında yer aldım. Burada evlendim ve bir çocuk annesiyim. 2018’den beri ise girişimci olarak çalışıyorum. Biri diğerinin devamı iki ayrı girişimim var. Birinci girişimim ilk göz ağrım; yıllar içinde bir markaya dönüşen Alametiçelebi'm, ikinci girişimim ise 2021 yılında artık kabına sığmayan alameti çelebim için kurduğum çiçek bahçem olan Gülbahçe’m.
Genç, güçlü bir kadın girişimci olarak kurmuş olduğunuz markanız Alametiçelebi'nin oluşum hikâyesinden bahseder misiniz?
Alametiçelebi kısaca; sosyal medyada organizasyon hediyelikleri sektöründe (nikah şekeri, doğum günü hediyelikleri vs.) kurulmuş, kısa bir süre sonra tohumlu kalemlerle tanışıp kendi asıl tılsımına kavuşmuş; sonrasında "El ele vererek dünyayı bir çiçek bahçesine çevirebiliriz" mottosuna sahip çıkarak bir çiçek bahçesine; Kocaeli'nin ilk gül bahçesi olan 'Gülbahçe’ye' dönüşmüş ve bu yolda ilerlerken Kocaeli’deki ve bölgedeki kesme gül açığını keşfetmiş, şimdilerde ise gül seraları kurmaya hazırlanan ekolojik büyüme hedefleyen bol çiçekli bir işletme!
Hayatını okumakla ve çalışmakla geçirmiş birisi olarak evlendikten ve anne olduktan sonra, kendime hem bir uğraş bulmak hem de aile ekonomime katkıda bulunmak istediğim dönemde; 2018’de bir instagram hesabı olarak kuruldu. Alametiçelebi sayfamı açıp ürünler yüklemeye başladığım, yavaş yavaş para kazanmaya da başladığım bu dönemde birçok farklı ürün denemesi yapsam da maalesef bir şeyler tam anlamıyla içime sinmiyordu. Çünkü yaptığım işte benim 'yaşam değerlerimi' içine almayan, beni yansıtmayan bir şeyler olduğunun farkındaydım. Bir yandan sayfamı aktif tutmaya devam ediyor bir yandan da 'acaba daha farklı ne yapabilirim' diye araştırmalar yapıyordum. Bu araştırmaları yaparken kısa bir süre sonra ise Alametiçelebi’yi asıl tılsımına kavuşturan tohumlu kalemlerle tanıştım! İşim, asıl tılsımına kavuştu çünkü kalemlerin içlerindeki tohumlar ekolojik değere sahip olan şeylerdi. Ve ekolojiyi ilgilendiren her şey benim yaşam değerlerimin başında geliyordu. Böylelikle hem maddi kazanç elde edecek hem müşterilerime %100 kullanılabilir bir ürün sunabilecek hem de yaptığım iş sayesinde doğa için bir şeyler yapabilecektim. Yani işimin kârı bana, faydası ise doğaya olacaktı. Ve tohumlu kalemlerimle tanıştığım ilk zamanlarda kendime bir motto ve hedef belirledim: El ele vererek dünyayı bir çiçek bahçesine çevirebiliriz. Bu asla içi boş bir cümle değildi. Bunun böyle olması gerektiğine inandığım için kurduğum bir cümle idi. Bu mottonun bana verdiği pozitif enerji ile zaman içinde sayfamı yurt dışı pazarı dâhil doğasever üç kişiden ikisine rahatlıkla ulaşabilir duruma getirerek büyütmeyi başardım. Ta ki pat diye ortaya çıkan Covid andemisine kadar. Covid pandemisi maalesef alametiçelebiyi durma noktasına getirdi. Her şeyin bu kadar harika gittiği bir zamanda işimin geriye sarması beni olumsuz etkilemeye başlarken, günler geçtikçe insanların doğaya olan ilgilerinin giderek artması bir yandan da ilgimi çekiyordu. Bunu gözlemlemek ise bende artık o hep istediğim bahçemi kurmam gerektiği ışığını yaktı. Yani pandemi, Alametiçelebi için hem kriz hem büyük bir ilham kaynağı olmayı başardı. Bir bahçe kurarsam hem müşterilerime daha fazla çeşitli tohumlar sunabileceğim bir tohumluk çiçek bahçesi kurabilecek hem Alametiçelebiyi ziyarete gelmek istediklerinde onlara doğa içinde bir ortam sunabilecek hem de işime ekolojik büyüme sağlayabilecek bir basamak atlatabilecektim. Tohumluk çiçek araştırmaları yaparken çok yıllık bir bitki olmasını hedeflediğim katma değeri yüksek hem tohumundan hem görsel güzelliğinden hem yağından hem suyundan faydalanabileceğim bir bitki olan rose damacane ekmeye karar vermemle ikinci girişimim olan Gülbahçe'm doğmuş oldu. Gülbahçe şu anda 1,5 yaşında, Akmeşe'de 2,5 dönümlük bir arazide kurulu organik tarım yöntemleriyle büyütülmeye devam eden arıların ve rengârenk kelebeklerin gezindiği bir çiçek bahçesi. Yani Alametiçelebi, şu anda bir yandan hâlâ instagram’da tohumlu kalem satarak birçok tohumun yeşermesine vesile olurken, bir yandan da hedeflediği yolda mottosuna sahip çıkarak ekolojik bir büyüme göstermeye devam eden bir tarım işletmesine; bir çiçek bahçesine dönüşmüş durumda aslında. Yani elde var bir!
Son zamanlarda çok konuşulan KOİDER bağ projesinde 2. olarak ödüle layık görüldünüz. Her şeyden önce gönülden tebrik ederiz. Bize ödül alan bu projeniz hakkında bilgi verir misiniz?
Çok teşekkür ederim. Bu tebrik benim için gurur verici. Bu proje benim için gerçekten gerek kendim gerek işim adına gerek bireysel duruşum adına birçok şeyi keşfetmemi sağladı. Projeye, Kocaeli’nin ilk gül bahçesi olan 'İzmitgülbahçe' projemle başvuru yapmıştım. 104 katılımcı içerisinden elde etmiş olduğum ikincilik başarısı henüz çok bebek olan Gülbahçe’min ilk ödül başarısı. Ve henüz yolun çok çok başındayken bu başarıyı elde etmek benim için gerçekten büyük bir motivasyon oldu. Bir yandan da sorumluklar yükledi omzuma aslında. Çünkü kazanmak kesinlikle harika bir şey ama bunu devam ettirebilmek asıl başarı bence. Alametiçelebim, tohumlarla büyük bir farkındalık oluşturarak %100 müşteri memnuniyeti odaklı çalışma stili ile 5 yıllık bir başarıya ulaşırken, İzmit Gülbahçe Projesi ise Kocaeli’nde ilk kez üretilmeye başlanan gül çiçeği ile oluşturduğu farkındalık ve sürdürülebilir bir işletme yolunda ilerlemesi sayesinde hak etti bu ödülü. Ve bu proje, beni bu yolda ilerlerken yaşadığım ilde açığını fark ettiğim kesme gül seraları kurma basamağına taşıdı. Ben işletmemi, bir instagram sayfasında, oğlum 2,5 yaşındayken ufacık bir tohumla kurdum. Ve isterim ki basamak basamak büyüyen bu işletmenin öyküsü kendisine ilham olsun. İsterim ki benim evladım ve tüm çocuklar doğaya dost büyüsünler. Çünkü çocuk ve doğa birbine çok benzeyen harika bir ikili!
Size özel bir ürün olan tohumlu kalem fikri nasıl ortaya çıktı ve neden tohum?Özel bir nedeni var mı?
Bu soruyu yanıtlamayı çok seviyorum. Ben çocukluğumdan beri bir şeyler eken birisiyim. Benim için bir bitki, bir çiçek, bir ağaç büyütmek çocukken gözlemleme, seyretme hevesi iken büyüdüğümde ise çocuk yetiştirmeye benzettiğim bir şeye dönüştü. İkisi de geleceğe kâr çünkü. Anne olduğum gün bile aklıma ilk gelen şeylerden birisi hemen evladımla beraber büyüyecek bir ağaç ekmeliyim fikriydi. Yani bu ürün, bu iş beni tamamlayan ve beni tam anlamıyla yansıtan bir şey kesinlikle. Ben kesinlikle buyum. Ben tohumum, doğayım, toprağım, çiçeğim, çoğu zaman bahar, bazen kışım. Severek bütünleşmek başarmanın anahtarı bana göre. Sevgi kalıcılık sağlıyor. Hayal kurduruyor. Hâl böyle iken de insan tercih ettiği ürünün bu amaca hizmet etmesini istiyor. Çünkü üreterek kazanırken yaptığım iş sadece bana fayda sağlasın istemem.
Birçok farklı yerlerden sertifikalar alıp kendinizi geliştirmişsiniz. Genç, vizyoner bir kadın olarak hem cinslerinizde önerileriniz nelerdir?
Ben değişimi ve gelişimi çok seven birisiyim. Tazelenmek, sürekli güncel olmak beni zinde tutuyor. Bu zindeliği hiçbir zaman kaybetmek istemem. Bu sebeple de bu yolda benim hedefim hep gelişerek ilerlemek olacak. Hemcinslerim canım kadınlar, hepimiz iyi ki varız demek istiyorum öncelikle! Çünkü kadın, toprak gibi bereketli ve her hali ile anaç bir varlık. Ben hiçbir zaman hırslı bir insan olmadım. İnsanı harekete geçiren şeyin hırs değil azim olması gerektiğine inanıyorum. Ben bu bakış acısının faydasını çok gördüm çünkü. En büyük tavsiyem bu olur sanırım. Bir de işin altın kuralı kendini keşfetmek bence. Ve severek üretmek: Sev, azmet, başar.
Diğer işletmelerden farklı olarak sosyal sorumluluk konularında çok duyarlısınız özellikle doğa konusunda. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Doğa… Bir tohum ek, bir ormanı büyüt, arkanda kocaman bir nefes bırak. Ben kendimi keşfettiğimde beni mutlu eden şeyin, herhangi bir şeye bir fayda sağlamak olduğunu gördüm. Bu sadece kurup büyütüyor olduğum iş için geçerli değil, bu benim tüm hayatımı kapsayan bir bakış açısı. Hepimizin dünyaya bir geliş amacı olduğuna inanıyorum. Kabiliyetlerimiz ve gücümüz yettiğince de elimizden geleni yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Hal böyle iken her bir bireyin veya her bir işletmenin dünya için güzellikler sağlayacak kapsayıcı bir değer sağlaması gerekiyor.
Son olarak gelecek hayalleriniz ve hedeflerinizden bahseder misiniz?
Benim amacım, bir tohumla sosyal medyada kurup büyüttüğüm işimde insanların doğayla temas kurmalarını sağlamak ve kurdukları bu teması devamlı ve sürdürülebilir kılmaktı. Ve işim, bu başarısını birçok yerde birçok kez kanıtladı. Şimdi ise sırada, işletmemi en önce Kocaeli’deki, sonra tüm Türkiye’deki açığı kapatarak bu alandaki dışa bağlılığı azaltacak kesme gül seralarına dönüştürüp ”bir zincir tarım markasına” dönüştürmek. En büyük hayalim ve hedefim bu.
Instagram: alameticelebii Mail: fatmacelebisc@gmail.com
0 Yorum