HANİ ŞU DENİZİN ORTASINDA DEVASA VE UPUZUN YÜK GEMİLERİ GÖRÜRÜZ... KOCAMAN GEMİLER, İÇLERİNDE ONLARCA BÜYÜK KUTU... EVET BEN ONLARA “BÜYÜK KUTU” DİYORUM. ÇÜNKÜ YANLARINA GİTMEDİKTEN SONRA, UZAKTAN DEVASA KUTULAR GİBİ GÖRÜNÜYORLAR... PEKİ BU DENİZLERİ AŞAN, KOCAMAN GEMİLERİN EFSANE KAPTANLARI KİMLER..? TABİİ Kİ KAPTANLARIN TAMAMINI SAYAMAM FAKAT BİR KAPTAN VAR Kİ; “KADININ TARTIŞILMAZ GÜCÜ” CÜMLESİNİN KARŞILIĞI GİBİ... GREY’İN DEĞERLİ OKUYUCULARI, BİR KAPTAN DİLRUBA HİKAYESİ OKUMAYA NE DERSİNİZ..?

Kaptan Dilruba Duygu Söylemez, seni tanımakla sohbetimize başlayalım...
1987’nin Ağustos ayında, idealist ve gezgin bir ailenin 2. çocuğu olarak dünyaya geldim. İlkokula Hatay’da başlayıp, Urfa’da bitirdim. Lise eğitimime Urfa’da başladım ve Sakarya’da bitirdim. Üniversitede, İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi, Denizcilik Ulaştırma İşletme Mühendisliği’ni okudum ve sonrasında okuduğum bölüm ile ilgili çalışma hayatına geçiş yaptım.

Denizci olmaya ne zaman karar verdin?
Aslında, liseyi bitirirken kafamda geleceğe dair bir hedef meslek belirlememiştim. Hiçbir meslek tam anlamı ile cazip gelmiyordu. Hatta daha açık anlatmam gerekirse, ilk yıl puanım çok iyi olmasına rağmen cazip gelen bir meslek dalı olmadığı için tercih bile yapmadım. Çünkü, ben hep hayallerimde seyyah olup, kitap okuyarak yalınayak dünyayı gezmek isteyen biriydim...

Daha sonra okuduğum kitapların da verdiği ilhamla denizci olma kararı aldım. Düşünsenize gezmek, mesleğim olacaktı...

Gemi kaptanlığı kariyer planlaması nasıl olmalı?
Dünya artık bilişim ve iletişim çağında... Kaptanlık artık romanlardaki ya da filmlerdeki gibi ahşap gemilerde; rotasını, yükünü, mürettebatını kaptanların belirlediği ulaştırma araçları değil. Bilgi, beceri, örf, adet ve dayanıklılık yine işin temeli. Ancak bu sahanın hukuku, ticareti, yükümlülükleri biraz farklı karasal iklime göre...

Gemi kaptanlığına, insanlar benimki gibi idealist bir ilhamla heveslenmekten ziyade, çoğunlukla maddi getirisi yüksek bir meslek olduğu için yöneliyor. Ancak unutmamaları gereken konu şu ki; durduk yere kimse çalışanlarına kârından pay dağıtmaz. Artık modern çağda gemi kaptanlığı biraz daha, yüzen bir sanayi sitesinde tüm gün çalışmaya benziyor. Bedenen ve beynen çok yorulunacağı bilinmeli...Ya da sevdiklerinizden uzunca ayrı kalınacağı...Yahut aralarında hiç anlaşamadığınız ya da sevmediğiniz insanlar olsa bile, 20 - 30 kişiyle bir şekilde geçinmenin ve aylarca metal bir cisimcikte barınmanın yollarını bulmanız gerekiyor.

Konu ne olursa olsun, kariyer planlaması dediğimiz şey aslında yaşam alanımıza karar vermek demek. O yüzden ilham ve heves varsa içimizde herhangi bir mesleğe karşı -ama bu ne olursa olsun- okuyarak, araştırarak, işin içinde olanlara danışarak yönelmeliyiz. İnternet diye bir şey varken artık o kadar kolay ki artık bilgilere / insanlara ulaşmak! Ve herkes gerçekten maddi kaygıdan çok manevi kaygıya ağırlık vermeli bence... Ayrıca, genç yaşta bunu algılamak zor olabilir, büyükler daha iyi bilir gibi düşünülmemeli. Asıl genç yaşta içimizi ısıtan alanlara yönelmeliyiz ki o yolda yürürken hep mutlu olalım, aydınlanalım ve genç kalalım. Ha eğer araştırıp, inceleyip bu rotada ilerlenmeye karar verdilerse liseyi normal bir lisede okuyup üniversitede 4 yıllık Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği’ni seçmeleri gerekiyor. Sonrasında da gemi üzerinde bilfiil çalışılan her 3 yılda bir ehliyet yükseltebilme hakkı kazanılır...

Tabii ki mesleklerin kadını, erkeği olmaz... Ama yine de “kadın” olduğunuz için bu göreve gelmeni yadırgayanlar oldu mu?
Ben aslında bu soruyu es geçiyorum... Zira bir “kadın” olarak zaman zaman gülüşümüzün, konuşmamızın dahi yadırganabildiği bir gezegende yaşamaktayız. Ancak asıl soru: Herhangi bir inandığım konuda yadırganmayı hiç umursadım mı?

Mesleğe başladığında, gemiye ilk çıktığın anki düşüncen ne oldu?
“Acaba tulumlarımı nerede giyebilirim?”

Mesleğine dair en zorlayıcı taraflar neler?
Meslek planlamasından bahsederken biraz değinmiştim aslında. Ama tekrar etmekte ve detaylandırmakta bir mahsur görmüyorum: > Fiziksel olarak çok yorucu olur. (Manevralar, hava şartları, statik elektrik, çalışma saatleri, sefer yoğunluğu ve bölgesi vb.)
> Mesleki bilgi ve fiziksel dayanıklılığın ötesinde insan idaresi ve uyumluluk esastır. İletişim beceriniz olmadıktan sonra müthiş zeki, çevik ve ahlaklı bile olsanız, aksarsınız...
> Her şeyden ve herkesten uzak olmanız. Ailenize bir şey oldu, uzaksınız... Arkadaşlarınız toplandı eğleniyor, uzaksınız. Canınız çubuk kraker çekti, paranız çokça var ama, uzaksınız...

Hiç unutamadığın ve duygusal bağ kurduğun bir gemi oldu mu?
Staj yaptığım gemiler... Hem ilklerim olduğu için hem de bir dolu maceraya (!) karıştığı için yerleri özeldir. Bir de 3 - 4 kontrat çalıştığım Beşiktaş Bosphorus gemisi hala benim şu an ikamet ettiğim evimden daha çok evimdir...

Tabii ki tek temennimiz hiç kimsenin korona sebebiyle hayatını kaybetmemesi... Denizcilik sektörü Covid-19’dan çok etkilendi. Pandemi sürecini nasıl yorumlarsın?
Küçük işletmelerin büyük işletmelere doğru yüzünü döndüğü, küresel çaptaki büyük firmaların bölgesel çözüm ortaklarına ihtiyaç duyarak paletlerindeki renkleri ve dokuları zenginleştirmeye yöneldiği, uzaktan da birçok işin üstesinden gelinilebildiği, azla yetinilebilen, çok şeyin de kıymetinin bilindiği bir dönem.
Her şey bir yana da en çok da maskesizlik özleminin olduğu...

Bu güzel sohbet için çok teşekkür ederiz Dilruba Kaptan. Son olarak yeni çıktığımız bu yolda bize neler söyleyeceksin?
Ben teşekkür ederim. Çok kıymetli bir iş yapıyorsunuz... İnsanların kendilerini rahatça ifade edebileceği, ulusal kalitede bir dergi! Grey’in yolu oldukça açık, yine de temennim yolunuzun açık ve ışıklı olması...

0 Yorum

Yorum Alanı

Lütfen gerekli Alanları Doldurunuz *