Belgrad’da dünyaya gelen ve klasik piyano eğitimi alan Lena Kovacevic, şarkı söylemeye ve caz müziğine olan tutkusunu konservatuvara giderek devam ettirdi. 2006 yılında mezun olan ve Avrupa’nın en ünlü müzik profesörlerinden dersler alan sanatçı; Hollanda, Belçika, Avusturya, Kıbrıs, ABD, Sırbistan, Bosna, Karadağ gibi onlarca ülkede pop ve caz festivallerinde sahne aldı. Sırbistan'ın en popüler TV şovuThe First Voice'da jüri olarak yer alan Lena Kovacevic, 2017 yılında Balkanlar’da en büyük hit şarkılardan biri haline gelen “Cafe” single’nı Ocak 2020'de Hollanda'da tekrar yayınlayarak uluslararası kariyerine adım attı.
Lena Kovacevic ile müzikal kariyerini konuştuk.

Cafe şarkısı ile Avrupa’da ve ülkemizde de hatrı sayılır bir dinleyici kitlesine ulaştınız. Şarkıyı yayınladığınızda ülkenizin sınırları dışında da bu denli ses getireceğini tahmin ediyor muydunuz?
Hayalini kurduğum bir şeyi yaşıyorum aslında. Cafe'yi kendi ülkemin ardından Hollanda'da da piyasaya çıkardık ve Avrupa’da büyük ilgi gördü. Şarkı çok güçlü ve etkileyici olduğunda sınırları ortadan kaldırıyor. Avrupa listelerinde yer aldığımı gördüğümde çok mutlu hissettim. Birçok ülkeden şarkı ile ilgili çok güzel mesajlar alıyorum. Şarkımın en çok ilgi gördüğü ülkeler arasında Türkiye de var.

Lena Kovacevic müziği ile dünyaya ne mesaj veriyor?
Mesaj aslında icra ettiğiniz müziğin taşıdığı duygu bence. Hatta bazı konserleri ömür boyu unutmayacağım. Ben dünyadaki insanların yaşadığı ortak duyguları aktaran bir aracıyım. Kendimi bir müzik elçisi olarak görüyorum ve kültürel mirasımızı elimden gelen en güzel şekilde sunma sorumluluğumuz olduğunu düşünüyorum.

Şarkılarınızın çok özel bir sound’u var. Farklı tarzda müzikler dinleyen insanlara da hitap edebiliyorsunuz. Müzik tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Amsterdam Konservatuvarında caz üzerine eğitim aldım. Daha sonra Newyork’ta da eğitimime devam ettim. Genel olarak caz ve pop müziğini bir araya getirdiğim eserleri yorumluyorum diyebilirim.

Müziğe ilk başladığınızda idol olarak gördüğünüz isimler var mıydı?
Hiç düşünmeden Natalie Cole derim. Onun müzikle olan ilişkisine ve yorumculuğuna hayranım. Albümlerinizin fotoğraf çekimleri de çok özel ve etkileyici gözüküyor.

Peki, objektifin arkasında değil de önündeyken nelere dikkat ediyorsunuz?
Görsellik benim için çok önemli. Fotoğraf çekimlerimde kendim gibi, doğal, abartısız ama sadeliğin içinde iddialı gözükmeye ve enerjimi hissettirmeye gayret ediyorum.

Türkçe müzik dinler misiniz? Müziğini dinlediğiniz bir sanatçı var mı?
Karantina döneminde Barbaros ile İnstagram üzerinden bir program yapmıştık. Onun şarkılarını ve yorumunu çok sevdim. “Borcun Var” en sevdiğim şarkılarından biri; hatta bana sürpriz yapıp canlı yayında “Pozuri” şarkımı Sırpça olarak seslendirdi. Türk müziği ile daha fazla tanışmayı istiyorum. Çok özel ve köklü bir geçmişe sahip.

TÜRK MÜZİĞİ İLE DAHA FAZLA TANIŞMAYI İSTİYORUM. ÇOK ÖZEL VE KÖKLÜ BİR GEÇMİŞE SAHİP.

Şarkıcılığınızın yanında ileride sizi sinema ya da tiyatroda görecek miyiz?
Birkaç film çekimi ve çeşitli müzikallerde yer aldım; ama aktris olmayı hiç düşünmedim. Ancak Balkanlar’ın en önemli oyuncularının yer aldığı ve babam Duşen Kovacevic’in çektiği bir filmde şarkılarımla yer alacağım.

Yakında yeni bir şarkı müjdesi var mı?
Önümüzdeki günlerde Barbaros ile ortak bir şarkı kaydetmeye hazırlanıyoruz. Ayrıca yakın zamanda vizyona girecek bir filmde rol aldım ve şarkı söyledim. Filmin adı "It's Not Bad To Be Human". Türkiye'de bir prömiyer yapmanın yanı sıra dünyanın dört bir yanındaki film festivallerinde de gösterilmesini umuyoruz.

Instagram: @lenakovacevic_official

0 Yorum

Yorum Alanı

Lütfen gerekli Alanları Doldurunuz *