BEBEK FOTOĞRAFÇILIĞINDA ÖZGÜN TARZI VE ÇOCUKLARA KARŞI DUYDUĞU SEVGİYLE BILİNEN BİR İSİM… ONUN İÇİN HER OBJE, HER DOKU VE HER RENK, SANATI BESLEYEN BİR İLHAM KAYNAĞI. BU RÖPORTAJDA, ONUN İŞİNİ NASIL BİR YAŞAM BİÇİMİ HALİNE GETİRDİĞİNİ KEŞFEDECEĞİZ.

 

DENEYİMLERİMİ VE ENERJİMİ BEBEKLER VE AİLELER HİSSEDİYOR; SANIRIM, BU DOĞAL BAĞ, BAŞARIMIN EN BÜYÜK SIRRI.

Merhaba! Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba, İzmit doğumluyum, evliyim ve bir kızım var. Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü mezunuyum. 2001 yılında okuldan mezun olduktan sonra bölümümle ilgili birçok alanda deneyim kazandım. 2014 yılında kendi stüdyomu açarak aile ve bebek çekimlerinde hizmet vermekteyim.

Bebek çekimlerinde süreç nasıl ilerliyor ve herkesin merak ettiği bebekler o şekilde nasıl durabiliyor?

Aileler doğumdan önce bizimle irtibata geçiyor. Çoğunun hamile çekimini yaptığımız için süreci birlikte takip ediyoruz. Doğumdan sonra ilk 15 gün içerisinde çekim planlıyoruz. Tamamen bebeklere özel tasarlanmış stüdyomuzda, anne karnındaki bebeğin rahat ettiği ortamı sağlıyoruz (beyaz gürültü, sıcaklık, tutuş şekillerimiz gibi). İlk 15 gün içinde henüz gaz sancıları başlamadığı için, altları temiz, karınları tok olduğu sürece, geri kalanı profesyonelliğimize kalmış oluyor. Bu da bizim sırrımız.

İnsanların en özel anılarını fotoğraflarınızla ölümsüzleştiriyorsunuz. Bu size neler hissettiriyor?

Bu benim için büyük bir anlam taşıyor. Öncelikle yıllardır bana güvendikleri ve en güzel anılarını paylaştıkları için her birine sonsuz teşekkür ediyorum. Hamilelik döneminden bebeklik dönemine, yaş çekimlerine kadar her aşamada büyümelerine tanıklık etmek benim için çok değerli. Bu özel anılarını kendi çocuklarına aktaracak olmaları düşüncesi beni çok heyecanlandırıyor ve gurur veriyor.

Konseptinizi nasıl oluşturuyorsunuz? Nereden ilham alıyorsunuz?

Evet, işim benim için bir yaşam biçimi. Gördüğüm, beğendiğim her obje, renk ve doku beni heyecanlandırıyor ve bu unsurlar mutlaka stüdyoda hayat buluyor. Özellikle ruhu olan, yaşanmış objeleri, antika eşyaları çok seviyorum; konseptlerimde bol bol yer alıyorlar. Yurt içi ve yurt dışı geziler ise üretim açısından benim için harika bir fırsat sunuyor.

"Bebeklere fısıldayan kadın” olarak şehirde bir marka haline geldiniz. Sizce bu başarının sırrı nedir?

Bu şehir efsanesi benim de kulağıma geliyor. Yeni doğum yapmış, yorgun ve uykusuz bir annenin, hayata yeni gözlerini açmış bir bebeğin ya da çevresini yeni algılamaya başlayan bir çocuğun ihtiyaçlarını anlamak benim için çok önemli. Önceliğim her zaman onların ihtiyaçlarına yanıt verebilmek. Deneyimlerimi ve enerjimi bebekler ve aileler hissediyor; sanırım, bu doğal bağ, başarımın en büyük sırrı.

Son olarak, gelecekteki hayallerinizden ve projelerinizden bahseder misiniz?

Şu anda bulunduğum yerden çok mutluyum. Vücudum el verdikçe bebişlerimle olmaya devam edeceğim. Eğitim için ara ara yurt dışından ve Türkiye’den bu mesleği öğrenmek için ziyaretçilerim geliyor ve birebir eğitimler düzenliyoruz. Fırsat buldukça eğitim ile projelere daha çok yoğunlaşmayı düşünüyorum.

Instagram: nesemcumhuriyetphoto

0 Yorum

Yorum Alanı

Lütfen gerekli Alanları Doldurunuz *