"BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR." İLKESİYLE KÜÇÜCÜK BİR GRUPKEN KADINLARIN GÜCÜYLE ÇIĞ GİBİ BÜYÜYEN, KISA SÜREDE ÇOK BÜYÜK VE ANLAMLI PROJELERE İMZA ATAN KOCAELİ ANNELERİ DERNEĞİ’NİN KURUCUSU SEVGİLİ HANDE KAYA İLE DERNEĞİN YAPISI VE PROJELERİNE DAİR ÇOK KEYİFLİ BİR SOHBET GERÇEKLEŞTİRDİK.

Hande Hanım merhaba, kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
1984 tarihinde Kavaklı’da doğdum. İlk ve orta derece okulları Gölcük'te bitirdim. Sakarya Üniversitesi Peyzaj mezunuyum. Mesleğimi hiç yapmadım. Uzun yıllar sigorta sektöründe çalıştım. İlk çocuğum Yiğit olduktan sonra çalışmayı bıraktım.

2017 yılında eşim Hasan Kaya ile evlendik. İsmet Yiğit, Ilgın İpek ve Sare Mia adında 3 çocuk annesiyim.

Kocaeli Anneleri’nin oluşum sürecinden bahseder misiniz? Nasıl dernekleşmeye karar verdiniz?

Hep söylüyorum aslında hiç dernekleşmek gibi bir niyetimiz yoktu yani “Bir dernek kuralım, ondan sonra bir şeyler yaparız.” demedik. Zaten içi dolu, yardım etmek için çalışan, çıkarsız bir topluluk olarak bir aradaydık. Ancak hitap ettiğimiz kesim büyüdükçe, yapılan projeler boyut değiştirince resmî bir kimlik kazanmamız gerektiğine karar verdik.

Sağlam bir temele sahip olmamızın en büyük etkeni de diğer derneklerin aksi bir kuruluş projesi izlememiz.

Bu derneğin kuruluşundan itibaren hayata geçirdiğiniz projelerden bahseder misiniz?

İlk önceliğimiz ve devamlı olarak yaptığımız “Tüm çocukların eşit şartlarda eğitim görmesi.” ilkesiyle verdiğimiz eğitim desteği. Bu destek; kırtasiye olabiliyor, okul forması olabiliyor, kaynak kitap, dil kursu, burs olabiliyor, eğitim ile ilgili aklınıza gelen her şey için kurulduğumuz 2017 yılından beri elimizden geleni yapıyoruz.

Anneler için yaptığımız, çeşitli kurum ve kuruluşlar ile hayata geçirdiğimiz bilgilendirme, eğitim seminerleri, Ramazan ayı ile birlikte ihtiyaç sahibi ailelere gıda yardımı, dini bayramlarımızın öncesinde ihtiyaç sahibi çocuklarımıza bayramlık yardımlarımız yine kurulduğumuzdan bu yana büyüyen bir ivme ile devam ediyor.

İlk en büyük projemiz Alikahya Çocuk Hastanesi'nde yapmış olduğumuz “anne oteli”, hastane yönetiminin göstermiş olduğu alanda tefrişat çalışması yapıp yaklaşık 26 yataklı, A’dan Z’ye her şeyi düşünülmüş, annelerin çocukları yenidoğan yoğun bakımında kaldığı süre zarfında ücretsiz konaklayabilecekleri bir alan hazırladık.

Otistik çocuk annelerinin farklı bir uğraş ile vakit geçirmeleri, ev ekonomisine katkı sağlayacak bir meslek edinmeleri, kendilerini keşfedip daha sağlıklı düşünmelerini sağlamak adına benim ve bizim için çok ayrı bir yere sahip OÇEM projesini Atölye Terapi Arzu Danyer ile birlikte 3 yıldır sürdürüyoruz.

Farklı okullara kitap yardımı, anaokullarına oyuncak ve zekâ geliştirici materyal desteği, kütüphane kurulması gibi hem çocukların hem gençlerin daha çok araştırıp kendilerini geliştirmelerine katkı sağlamaya çalışıyoruz.

Kök hücre ve kan yardımı kampanyaları bizim için çok önemli. Çeşitli zamanlarda ve noktalarda Kızılay ile ortaklaşa pek çok kampanya yaptık. Neredeyse hepimiz kan ve kök hücre bağışçısıyız. Bunlar ile ilgili çeşitli onkoloji çocuk servislerini farklı zamanlarda ziyaret edip oradaki çocuklarımız ve aileleri ile ilgili farklı etkinlikler yapıyoruz. Cezaevlerinde anneleri ile birlikte kalmak zorunda olan çocuklarımız için kıyafet, oyuncak, bez, mama gibi temel ihtiyaç tedariki de her zaman önceliklerimiz arasında.

Çocuk yurtları, rehabilitasyon merkezleri, sevgi evleri gibi kurumlar ile ortak projeler üretip hayata geçirmeye ve oradaki çocuklarımızla daha çok vakit geçirmeye çalışıyoruz.

Bu derneğin kısa sürede bu kadar konuşulmasının ve başarılı olmasının sırrı nedir?

Çok güçlü bir ekibiz. Tek hırsımız yardım edebilmek, doğru kişileri bulmak ve bize güvenen insanlara karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek. Bence; yeri geldiğinde tek tek evlere girip çıkıp ihtiyaçları belirlemek, olabildiğince herkesin her şeye hâkim olmasını sağlayıp ekip ruhunu canlı tutmak ve hiyerarşik bir yapıya bürünmeden eşit olarak hareket edebilme esasına dayanıyor.

Çok biliyoruz, her şey hakkında bir fikrimiz var ama körü körüne değil. Ekipte hekim arkadaşlar da var, ev hanımı arkadaşlar da avukat da var, eğitimci de iş kadını da... İnsanlar güveniyorlar çünkü şeffafız, hesabını veremeyeceğimiz tek kuruş yok. Yardım ettiğimiz insanları rencide etmeden, yüzleri gözükmeden fotoğraflamaya çalışıyoruz. Belge bizim için çok önemli.

Çok güçlü bir ekibiz. Tek hırsımız; yardım edebilmek, doğru kişileri bulmak, ve bize güvenen insanlara karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek.

Önceliğimiz para değil, hiçbir zaman da olmadı. Sıfır eşyadan ziyade ikinci el eşya, kıyafet, bebek araç gereci vs. değerlendirmenin peşindeyiz. Çocuklarımızın eğitimlerine olduğu kadar geleceklerine de verdiğimiz önem ile yaşamları için de yatırım yapmaya çalışıyoruz.

İhtiyaç sahibi kişileri, kurum ve kuruluşları nasıl belirliyorsunuz?

En iyi gözlem şansına sahip öğretmenlerimiz, muhtarlarımız, ihtiyaç sahibi ailelerin komşuları, kaymakamlık sosyal yardım vakıfları en önemli belirleyicilerimiz. Bunun dışında tabii ki spesifik takiplerimiz de var.

En son çok önemli bir proje olan Kocaeli Anneleri Anaokulu’nu kurma fikri nasıl oluştu? Şu anda proje hangi aşamada?

Bizim her yıla 1 kalıcı proje hayalimizin 3. fazı Kocaeli Anneleri Derneği Anaokulu. 

Başta da söyledim: “Eğitim bizim için çok önemli.” Bunun en temel katmanı da artık ilkokul değil anaokulu. “Nasıl daha çok çocuğu anaokulu eğitimi ile buluşturabiliriz?” diye düşünürken bu fikir çıktı. İlk önce işe bir sınıfın tefrişatını yapmakla başladık ama zamanla bir baktım ki koca bir binanın tadilatına başlamışız ve sonuç olarak 6 sınıflı 250 öğrenciye hitap edecek muhteşem bir anaokulunun gururunu yaşıyoruz.

Vali Bey ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yapmış olduğumuz protokol ile “Kocaeli Anneleri Derneği Anaokulu” ismiyle Milli Eğitim tarafından eğitim ve öğretime açılacak. Böylece ilk kez bir derneğin ismini taşıyan yerel anaokulu olacak.

Bu anaokulu projenizi hayata geçirirken işin maddi boyutunda size destek veren kurum, kuruluşlar var mı?

Biz bu projeye 0 TL ile başladık. Projenin tamamı bizi destekleyen pek çok firma, kurum ve kişiler ile bitti. Çok farklı sektörlerden, çok farklı destekler aldık. Biz bile bu kadar farklı firmanın yanımızda olmasına inanamadık ama tabii bu, bizim için çok büyük bir gurur ve motivasyon kaynağı oldu. Tek tek hepsinin isimlerini sayamasam da sizin nezdinizde bir kez daha her birine minnet ve teşekkürlerimi iletmeyi bir borç bilirim.

Pandemi döneminde çalışmalarınızı nasıl yürütüyorsunuz?

Pandemi döneminde hâlihazırda devam eden ufak tefek projelerimiz devam etti. Ancak anaokulu inşaatı pandeminin ilk dönemlerinde çok büyük sekteye uğradı ama biz var gücümüzle pes etmeden devam ettik ve sonuçta her şey yoluna girdi. Ramazan ayı dolayısıyla “Bu sene de bir aileye aş olmak ister misiniz?” sloganıyla bir kampanya başlattınız. Bu konu hakkında bilgi verir misiniz?

Her yıl olduğu gibi bu yıl da aş olmaya çalıştık ancak bu yıl bir farkla... Artık anladık ki bize yardım eden kitle; sadece Kocaeli il sınırları içinde değil, ülkenin hatta dünyanın pek çok noktasında... Büyük bir gurur ile söylemek isterim ki 1000’i aşkın aileye ulaşmanın haklı gururu ve huzurunu yaşıyoruz.

Bu ay Anneler Günü vesilesiyle Grey okurlarına son olarak neler söylemek istersiniz?

Nutat Çikolata firması ile ortaklaşa bir proje devreye soktuk. “Bu kutuda iyilik var.” dedik. Aldıkları her kutu ile birlikte aslında derneğe de bağış yapmış oluyorlar. Farklı ürün gruplarında farklı çalışmalar yaptık. Ürünlerden satın alıp bize bağışta bulunabilirler. Aslında anne olarak bizlere düşen görev sadece onların bakımı ve büyümelerini sağlamak değil, kişisel gelişimlerini destekleyip, onlara rol model olup, çevresine duyarlı saygılı, yardımsever ve vicdanlı çocuklar yetiştirmek.

Bu oluşumda olmamın bana en büyük kazancı çocuklarımın da bu organizasyonda kendileri gibi aynı şartlara sahip olamayan arkadaşları için bir şeyler yapmaya çalışıp, onları görüp, aslında hayatın kendi yaşadıkları hayattan ibaret olmadığını yaşayarak görmeleri oldu. Kendi kitaplarını, kıyafetlerini, ayakkabılarını, oyuncaklarını ayırıp ihtiyacı olanlar ile paylaşabilecek bilinçteler. Harçlıklarını var olan ve tekrar alınıp bir kez oynayacakları bir oyuncak yerine arkadaşları ile paylaşmayı tercih ediyorlar. Üstelik bunu kendileri teklif ediyorlar.

Çok büyük mutluluk ile söylüyorum ki gençlerimiz, çocuklarımız kampanyalarımızda kumbaralarındaki harçlıkları, ceplerindeki belki son parayı burs verdiğimiz öğrenciler için bizimle paylaşıyor.

Bu bir ruh. Bu ruhu yaratmak da çok zor ama biz anneler bir kenarda oturup sadece kendi çocuklarımızı değil, şehrimizde ileride belki çocuklarımızla aynı statta maç seyredecek, aynı kafede oturacak, aynı ulaşım aracında seyahat edecek, aynı okulda okuyacak, aynı havayı soluyacağı çocukları da düşünmeyi tercih ettik.

Biz sadece küçük bir başlangıç yaptık.

Instagram: @kocaelianneleri

 

0 Yorum

Yorum Alanı

Lütfen gerekli Alanları Doldurunuz *