YAŞADIĞIMIZ MEKANLAR HAREKETLERİMİZ VE ALGIMIZ ÜZERİNDE DOĞRUDAN BİR ETKİ YARATMAKTADIR. RENKLER, DOKU, HACİM, BÜYÜKLÜK, DOLAŞIM, DOĞAL IŞIK, YAPAY AYDINLATMA GİBİ KONULAR O MEKÂNI DENEYİMLERKEN HEM PSİKOLOJİK HEM DE SOMUT ŞEKİLDE ALGIMIZI YÖNLENDİRİR / DEĞİŞTİRİR.

BU OLUMLU ANLAMDA OLABİLECEĞİ GİBİ OLUMSUZ ANLAMDA ETKİLER DE İÇEREBİLİR. KONU BİR ÇOCUK OLDUĞUNDA İSE DURUM BİRAZ DAHA BİLİNÇLİ OLMAYI GEREKTİRMEKTEDİR.

Mekân büyüklüğü ve renkler kadar dokular da çocuklar üzerinde şaşırtıcı etkilere sahiptir.

 

ocuğun mekân algısı ilk etapta büyüklükle ilişkilendirilmelidir. Sınırlarını bilmediği büyük alanlar çocukta kaybolma kaygısı yaratabilir. Kendini güvende hissetmesi için yapının tamamına hâkim olabilmeli, hangi koridordan nereye varacağını algılayabilmelidir. Bu durum büyük okul kampüslerinde sıkça karşılaşılan bir sorun olarak çıkar karşımıza. Anaokulundan başlayıp ilkokul, ortaokul, lise bir arada olacak şekilde düzenlenmiş kampüslerde, anaokulu için mutlaka daha ölçülü ve sınırları kolay kavranabilen kütleler oluşturulmalıdır. Böylece büyük bir kampüs içinde olsa bile, kendi zihninde tanımlayabileceği sınırları olan, kendi bedeniyle ölçülü büyüklüğe sahip bir mekânda çok daha güvende hissedecektir çocuk.

Bir diğer konu ise renkler. Renklerin zihnimiz üzerinde öyle büyük bir hakimiyet alanı var ki! Sakinleşmeyi, odağımızı arttırmayı, neşelenmeyi ya da kasvetlenmeyi sağlayacak bir gücü var renklerin. Pastel tonlar daha dingin bir ortam yaratırken, fosforlu ve iddialı ana renkler hem canlılık ve enerjiyi hem de bir miktar kargaşada olduğumuz hissini verirler. Sakin ve güvende hissettiren tonlar için açık mavi iyi bir seçenektir. Pembenin açık tonları rahat hissetmemizi sağlar. Yeşilin tonları huzuru çağrıştırır ve umut veren bir etkiye sahiptir. Sarı dikkatin çabuk dağılmasına sebep olabilir. Fakat aynı zamanda enerji veren bir renktir. Kırmızı; heyecan ve agresyon hislerini taşır. Beyaz sakinlik ve yalınlığı sağlar. Renklerin mekân içindeki etkileri, birbirleri ile nasıl eşleştiklerine göre de çeşitlilik gösterir. İki sakin ton ya da iki baskın ton aynı mekân içinde kullanıldığında, bireysel temsiliyetleri başkalaşır ve kullanıcıyı olumsuz etkileyecek bir ortam yaratabilir. Bu nedenle beraber kullanılacak renklerin seçimi de büyük önem taşır.

Mekân büyüklüğü ve renkler kadar dokular da çocuklar üzerinde şaşırtıcı etkilere sahiptir. Duvar ya da mobilya üzerinde dokuların belirli bir oranla bir arada kullanımı çocuğa farklı deneyim imkanları sunmaktadır.

                 

Burada önemli olan mekânın bir bütün olarak ele alınması, renk, doku, malzeme, ebat ve detay gibi konuların bu bütüne hizmet edecek bir denge içinde olmasıdır. Büyüme sürecinde çocukların görsel ve işitsel algıları kadar dokunma istekleri ve dokunarak hatta koklayarak ya da tadarak keşfetme dürtüleri olduğu mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Mekân içinde kullanılan malzemelerin doğal ve temiz içerikli olması dokunma ve soluma esnasında herhangi bir zarar yaymaması önemlidir.

Ve elbette çocuğun olduğu yerde oyun olmadan olmaz. Hareket alanını zenginleştiren, mekânı yalnızca döşeme kotunda değil, farklı yüksekliklerde de deneyimleten, tırmanmalı, kaymalı, atlamalı, sallanmalı bölümler çocuk üzerinde olumlu etkiler yaratır. Hareketi destekleyen tasarımlara ek olarak; gizli bölmelerden de bahsetmek gerek. Çocuk; kendine ait, dışardan soyutlanabileceği, saklanabileceği alanlara ilgi duyar. Bu alanın küçücük, hatta belki sadece kendisinin ve en fazla bir arkadaşının daha sığabileceği büyüklükte olmasını arzu eder. Küçük ve dar alanlar güven verir,  çünkü. Bulunduğu mekânda güvende hissettiğinde, zihni ve hareketleri tamamen eğlenmeye ve öğrenmeye açılır.

0 Yorum

Yorum Alanı

Lütfen gerekli Alanları Doldurunuz *