Merhaba sevgili Grey dergi okurları;

Yeni bir ay yeni bir sayı ve biz yine beraberiz. Her yazımda, aynı heyecanla kelimeler hem yüreğimden hem kalemimden dökülüyor. Bilgiyi, tecrübeyi, gelişimi sizlerle paylaşmak benim  için çok kıymetli.

Geçen iki ay süre zarfında sınavlar geldi geçti. Lgs ve Yks sınavlarına giren tüm gençlerimizin her şey umarım gönüllerince olmuştur. Bu dileğimi yazmadan da geçmek istemiyorum. Onlar bizim geleceğimiz ve çok kıymetliler. Mutlu olsunlar, mutluluğun "anlamını" bilerek yetişsinler. Huzurlu hissedersiniz. Başka ruhsal sağlık aktiviteleri de deneyebilirsiniz.

Mutluluğu bilerek, isteyerek hayatınıza alabilirsiniz.

Neden mi mutluluk?

Çağımızın en kronik en belirgin özelliği: "mutsuzluk "

İşte tam da bu yüzden alışkanlığa dönüşmeye başlamış bu duyguyla artık yakından ilgilenmemiz gerekiyor.

"Mutlu olabilmek de bir seçimdir."

Unutmayın ki öfkelenmek, mutsuzluğa ve umutsuzluğa kapılmak bir çözüm değil, aksine ihtiyaçları söylemek, içinde yaşanılan kavgayı hem durdurur hem de sevgi ve şefkati ortaya çıkarır.

"Mutluluk bir alegori mutsuzluk ise bir hikayedir."

Herkes, sihirli bir değnek arıyor. Herkes, mutlu olmak bir zorunlulukmuş gibi davranıyor. Ben başaramadım, neyi eksik yaptım diye düşünmek yerine bahanelere sarılıyor. Bu bahaneler düşünceli zihinler, gülmeyen yüzler, stresli ve sinirli bir yaşam, birbirine tahammülsüz, dinlemeyen, konuşmayan kişileri ve karmaşık bir düzeni getiriyor. Mutluluğun resmini çizeyim derken hırslar havalarda uçuşuyor. Ego savaşları başlıyor ve ilişkileri zedeliyor.

Mutsuz da olabilirsin. Bazen ters giden olaylar da yaşayabilirsin. Burada hikâyeyi anlayıp, derinlemesine düşünmek, yanlış giden noktaları listelemek gerek.

Bir adım sonrasında, yaşanan o mutsuzluk anını; bir söz, bir davranış belki de seni mutluluğa götürecek. Gelişim, değişim burada başlıyor. Duygusal gelişimimizi tamamlayamadığımızda savruluyoruz ve baş edememe süreci başlıyor. Mutsuzluk kronik bir hale geliyor. İç dünyamızdaki frekansları algılayıp düzenlemedikçe dış dünyada mutluluğu bulamayız. Artık bu sizin alışkanlığınız oluyor.

Duygular, birer mesajdır.

Duygularımızı fark edip doğru bir şekilde yönettiğimizde daha etkin kararlar alabilir, bilinçli ve amaçlı hareket edebiliriz. İç dünyamızdaki huzuru sabitleyince, dış etkenlerden bağımsızlaşınca kendi serüveniniz hızla ilerleyecek.

Her ters giden olayda mutsuzluk ifadelerini yazmak yerine böyle olursa daha iyi bir yol olacak demek, kişisel gelişimimize katkı sağladığı gibi duygu gelişimi açısından da hayatımıza olumlu etkiler bırakır.

Kişisel gelişim, bu çağda, sadece bu konu ile ilgili kitapları okursak hemen olacakmış gibi empoze edilmiş olsa da her ay her gün belki de her saat düşündüklerinizi aktivite ederek olabilecek bir süreçtir.

Mutsuz olduğunuz bir anı yokmuş gibi davranarak zaten ilk önce kendinize karşı iyilik etmemiş olursunuz.

Bırakın kendinizi. Bunu söyleyebilir, paylaşabilir, anlatabilirsiniz.

Saklamaya, çekinmeye gerek yok ki. Hele de kalbinizi ve zihninizi karıştırmaya hiç hakkınız yok.

Bu yüzyılın en göze çarpanı mutsuzluk diyoruz ya işte o içinize anlatamadığınız konu: kabul etmeyiş.

Kabule geçtiğiniz anda mutluluğa giden adımları bulmaya başlayacaksınız.

"Bugün hava yağmurlu, çok kötü, hiç sevmiyorum. Neden yağıyor ki?” cümleleri ile kabullenişe geçmiyor, kendinizi negatif duygular ile besliyorsunuz.

Bugün yağışlı bir hava var ona göre giyinmeliyim, şemsiyemi yanıma almalıyım gibi cümleler kabullenişin en basit anlatımıdır.

“Mutluluğu bulmak için olağandışı anları takip etmem gerekmiyor. Eğer dikkat eder ve şükran duyarsam, hemen önümde gerçekleşiyor.”

Brene Brown

>Gülümsemek bir mutluluktur.

>Sevmek, sevilmek bir mutluluktur.

>Yola devam edebilmek bir mutluluktur.

>Sağlıklı olmak bir mutluluktur.

>Denizin mavisini, ağaçların yeşilliğini duyabilmek bir mutluluktur.

>Bir fincan kahvenin kokusunu duyabilmek mutluluktur.

>Bir çocuğa sarılmak mutluluktur.

>Mutsuzluğu alışkanlık haline getirmemek için her gün birkaç örnek yapmak yeterlidir aslında.

>Mutsuzluğu kronik hale getirmemenin yolları da var.

Gelin onlara da bir göz atalım;

>Kendinize inanın.

>Kendinize şefkat gösterin.

>Teşekkür edin.

>Gelişin.

>Değişimden korkmayın.

>Hedeflerinizi sabit tutun.

>Yeterli, demeyi öğrenin.

>Duygularınızın adını tanımlayın.

>Her duygunun olumlu olmayacağını kabullenin.

>Şükredin.

>Sevgi cümleleri kurun.

>Başkalarının ne düşündüğünü dikkate almadan "ben" olarak yola devam ederseniz, yoldaki taşları bertaraf edebilirsiniz.

Daha pozitif duygularla ve alışkanlıklarınızı gözden geçirerek, ayrıştırarak hayat yolculuğunuza eşlik edebilirsiniz. Şu güzelim dünya da felsefi yorumlar, psikolojik değerlendirmeler gösteriyor ki mutluluk formülü herkese göre değişiyor. Herkes ayrı bir dünyadır. Herkesin bakış açısı farklıdır.

Peki sizin mutluluk formülünüz nedir?

Size mutluluk dolu günler diliyorum.

Sevgilerimle...

 

Instagram: brckocluk

0 Yorum

Yorum Alanı

Lütfen gerekli Alanları Doldurunuz *