İşinde mutluysan, kendini başarılı ve üretken hissediyorsan bu yazı sana göre değil. Ancak işinde
mutsuz ve tam olarak neden böyle olduğunu bilmiyorsan, kendini yetersiz ve zaman zaman çalıştığın
yere ait hissetmiyorsan benimle kal; seni bu sene masanın altında 12 adet üzüm yemekten ya da
hayalinde çizdiğin o bulutu gökyüzüne mühürlemekten kurtarmayı umuyorum.

2024 yılını, kendini doğru yere konumlandırarak bitirmeni diliyorum ve bana iyi geldi sana da iyi
gelsin köşemizin kepenklerini açıyorum. Buyurun okuyalım...

İlk yazımda bir kitap okudum ve hayatım değişti demiştim, okuduğum kitap “6 Deha Modeli” yazarı
ise Patrick Lencioni.

Lencioni der ki: Herkes “Tanrı vergisi” yetenek ve meziyetlerle doğar, bunları kullananlar işlerinde
çok daha fazla tatmin olup başarı kazanırlar.(Çok etkilenmedin, bildiğimiz şeyler diyorsun.) Devam
ediyor: Ne iş yaptığın önemli değil, önemli olan yaptığın işte dehanı kullanabildiğin alanda vakit ve
enerji harcamandır. (Yani yemeği yapan mısın, satan mısın, bulan mısın? gibi) Sonra bu dehanı bulman
için sana yol gösteriyor. (Bence şimdi kazandım seni.)

6 deha özelliğinden bahsediyor ki okuduğunda aslında bu 6 dehanın hepsi bende var diyebilirsin
ama üzgünüm o dahi değilsin ve değiliz. Ama şöyle diyebiliriz; bu 6 özelliğin ikisi, gerçek deha olarak
kabul edebileceğimiz özelliklerimizdir ve onları kullandığımız işler bize mutluluk, enerji ve tutku verir
böylece bu alanlarda işimizi yürütürsek hem kendimiz hem de hizmet verdiğimiz kuruluş için başarı
getirmiş oluruz. Diğer ikisinde yetkinlik düzeyinde performans gösteririz; yani ne çok severiz ne de
bundan ıstırap duyarız ancak çok uzun süre bu alanlarda çalışırsak sıkılıp bırakabiliriz. Kalan ikisi ise
kumaşımızda hiç olmayan özelliklerdir ki bu alanda çalışmak neredeyse imkânsız, çalışmak zorunda
kalırsak ise sonuç çok basit, tükenir ve başarısız oluruz.

Göz ucuyla gezdirdiğin yazının yarısına geldin sayılır. Bu kısım kısa kısa, o yüzden devam diyorum ve
işte o 6 dehamız:

Merak Dehası: Çalıştıkları kuruluşu, sektörü veya dünyayı gözlemleyerek sorular soran, mevcut durum
hakkında derinlemesine düşünüp “Bunu yapmanın daha iyi yolu var mı?” diyenlerdir.

Keşif Dehası: Yeni fikirler ve çözümler bulan, inovasyon sürecinde önemli rol alarak “Bir fikrim var!”
diyenlerdir.

Feraset Dehası: Bir fikri veya durumu değerlendirmek için doğal sezgi ve muhakeme yetenekleriyle
geribildirim sunarak “Bu fikir üzerinde biraz daha düşünmemiz gerektiği kanısındayım.” diyenlerdir.

Harekete Geçirme Dehası: İnsanları bir gaye peşinde koşmalarına neden olup onları harekete
geçirirken motive ederek “Bu fikirler etrafında birleşerek aksiyona geçelim!” diyenlerdir.

Etkinleştirme Dehası: Hedeflere ulaşmaya çalışan, gerekli olan destek ve yardımı sağlarken “... ilgili
konularda yardımcı olmak isterim, desteğe ihtiyacınız olursa bana haber verin.” Diyenlerdir.

Azim Dehası: İşleri tamamlarken önüne çıkan engelleri aşarak yapılacakları listesinin yanına tick
koyarak “Konuyu toparlayıp, işi teslim tarihinden önce teslim etmeliyiz.” Diyenlerdir.

Bir zamanlar dergilerin arka sayfalarında “Kendini Ne Kadar Tanıyorsun?” testleri olurdu (hala var mı
bilmiyorum ama derdim hep aynıymış.) A’lar ya da b’ler çoğunluktaysa, “İş yerlerinde aranılan işkolik
sensin” gibi bir sonuç değil bu; bizler bir iş akışında zincirin hangi halkasında yer almak istediğimize
bakıyoruz.

Bir iş akışı nasıl olmalı?
Merak (Değişim ihtiyacını tespit eder)  Keşif, fikir geliştirme (çözümü yaratır)  Feraset (çözümü
değerlendirir) Harekete geçirme (aksiyon için insanları bir araya toplar) Etkinleştirme (destek
sağlar) Azim (işin gerçekleşmesi)

Yani bir takımın şampiyon olabilmesi için oyuncuların doğru yerde konumlanması nasıl elzemse
bizlerde hem kaleci hem gol kralı olamayız (bilinçaltım beyaz futbol ama güzel bir örnek oldu sevdim
ve silmiyorum.) Şimdi “Kelin ilacı olsa kendine sürerdi.” Kısmı geliyor; ben kelin neye ihtiyacı
olabileceğini gün boyu düşünür, araştırır, okur, öğrenir ve bundan çok büyük haz aldıktan sonra, yine
çözüm için bir sürü öneride bulunmaktan da çok keyif duyarım. Ancak “Bu elimde görmüş olduğunuz
ilaç...” kısmında çok gönüllü olamayacağım için o krem çoktan piyasaya sürülmüş, merdiven altı
imalatına geçilmiş hatta batan geminin malları “Keleson” ismiyle kızıl okyanuslarda yüzüyor olacaktır.
Peki, buna çözüm var mıdır? Can yeleklerimizi giyelim diğer yazımda kızıl okyanusları anlatacağım.

0 Yorum

Yorum Alanı

Lütfen gerekli Alanları Doldurunuz *