Zamanım yok, hiçbir şeye yetişemiyorum... Dilimizden çokça dökülüyor, kulağımıza çokça çalınıyor değil mi?
Özellikle de zaman ayırılacak konunun ciddi bir katma değeri olduğuna inanmıyorsanız…
Bu yazı ile birlikte zamanı yönetmekle ve işleri önceliklendirmeyle ilgili birkaç kısa bilgilendirmenin ardından ilerleyen yazılarımda sıklıkla bahsedeceğim ve katma değerine oldukça inandığım bir etkinliği önceliklerinizde üst sıralara taşıyacağınıza inanıyorum.
Günümü planlarken aslında birçok şeyi gerçekleştirme şansım var, bu hayatla bir yarış halinde olup tüm işlere yetişmek anlamına gelmiyor elbette… Sadece zamanımı iyi bir şekilde kullanmam yeterli.
Dostlar zamanın tek bir davranışı var; Durmadan akar! Toplanamaz, depolanamaz, tekrarlanamaz ve harcanır. Bizler sınırlı bir yaşama sahip olduğumuz için zamanı etkin kullanmak zorundayız. Zamansızlıktan yakınanların birçoğu zamanı iyi kullanmasını bilmeyenlerdir. Tıpkı diğer kaynaklar gibi zaman etkili bir biçimde değerlendirilebilir ya da boşa harcanabilir.
Nasıl etkili kullanırız kısmını ise benim sevdiğim ve önem verdiğim birkaç madde ile geçerken aşağıya bu konuyla ilgili size net fayda sağlayacak bir kitap önerisi de bırakacağım. Öncelikle gününüzü, yapabiliyorsanız haftanızı ve ayınızı planlamak için zaman ayırın. Esnek bir yapılacaklar listesi oluşturun. Esneklik olası problemler için size kolaylık sağlayacaktır.
Sevdiğiniz, ilgi duyduğunuz planlı ve uygulanabilir bir egzersiz programıyla bu artılara ve getireceği olumlu sonuçlara kesinlikle ulaşabilir, bununla birlikte hareket etmeyi yaşam tarzı haline getirebilirsiniz
Ertelemekten, oyalanmaktan vazgeçin ve bunu başardığınız anda kendinizi ödüllendirin. Çok çok çok önemlisi küçük ama söylenmesi zor olan “HAYIR” kelimesini kullanmayı öğrenin.
Ve tüm bunları gerçekleştirmek, yataktan kalktığınızda hayata sıkıca başlamak için kendinize güçlü bir “neden” oluşturun. Şimdi gelelim çoğunlukla bir türlü vakit ayıramadığınız, katma değerine gerçekten inandığım o konuya -ki tahmin etmişsinizdir-. Günümüzde hepimiz; yoğun iş temposuna sahip, teknolojinin hızla geliştiği, hayatımızın kolaylaşmasını sağlayan pratik çözümlerin olduğu yani daha çok beynimizi çalıştırdığımız, kafa yorduğumuz bir dünyada yaşıyoruz. İnsan beyin gücü açısından inanılmaz işler yaparken maalesef hareketsiz bir yaşama doğru geçiş yapmış bulunmakta…
Oysaki her zaman savunduğum bir konu, gelişimin bütünsel bir yönde olması gerektiğidir. Aksi durumda yarım kaldığımızı düşünüyorum. Sağlıklı bir duruşa sahip, kendisiyle barışık, daha enerjik, daha motive, daha özgüvenli olmayı hepimiz istiyoruzdur. İş yaşamınıza ve sosyal hayatınıza bu ve buna benzer artıları kattığınızı daha da önemlisi kendinize neler katabileceğinizi düşünmenizi istiyorum. Bunu yaparken ruhunuza da dokunmanız oldukça önemli bir nokta.
Belki defalarca denediniz, belki de o adımı hiç atmadınız.
Sevdiğiniz, ilgi duyduğunuz planlı ve uygulanabilir bir egzersiz programıyla bu artılara ve getireceği olumlu sonuçlara kesinlikle ulaşabilir, bununla birlikte hareket etmeyi yaşam tarzı haline getirebilirsiniz. Bunun için hala zamanınız var. Hadi bunun için zamanınızı iyi yönetin ve kendinize güçlü bir “neden” oluşturun.
BONUS Kitap önerisi: “Ye O Kurbağayı” Brian Tracy
Instagram: emreaticipt
0 Yorum