Anne dostu hastane politikasını benimseyen Medar Hastanesi Gebze’nin doktorlarıyla kadın ve çocuk sağlığına yönelik kısa bir sohbet gerçekleştirdik. Doğum Koçu’ndan, doğum paketlerine kadar birçok sağlık branşıyla da ön plana çıkan Medar Hastanesi Gebze’nin paylaştığı kısa bilgileri sizler için derledik.

UZM. DR. NESLİHAN BALTACI

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

OMEGA-3 YAĞ ASİTLERİ

BALIK YAĞLARI

Omega-3 yağ asıtleri bilinen adıyla balık yağı sağlıklı bir beslenmenin önemli bir parçasıdır. Bu temel yağlar büyüme ve gelişmede kilit rol oynadıkları ve çok sayıda faydası olduğu için özellikle çocuklarda önemlidir. İnsan vücudu omega-3’leri üretemediğinden besin veya takviye olarak dışardan alınması gerekmektedir. Birçok omega-3 yağ asidi çeşidi vardır. En yaygın üçü ise EPA, DHA, AA‘dır. EPA ve DHA omega-3 ün en iyi kaynağı yağlı balıklar iken, ala fındık ve tohumlardan elde edilir. Dünya sağlık örgütü(DSÖ) EPA ve DHA açısından zengin olan yağlı balıkları haftada iki kez tüketmeyi önermektedir.

Omega-3’ler fetal gelişim, beyin fonksiyonu, kalp sağlığı ve bağışıklık dâhil bir çok yönden önemlidir. Araştırmalar omega-3 takviyelerinin çocuklarda dikkat eksikiği hiperaktivite semptomlarını azaltmaya yardımcı olabileceğini, hafızayı, dikkati, öğrenme yeteneğini desteklediğini gösteriyor. Ayrıca uyku kalitesini artırdığını, astım semptomlarını iyileştirebileceğini de gösteriyor. Takviye dahi olsa çocuklarımız bazında konuyla alakalı başka ayrıntılar bulunabilir. Her ne kadar bilgiye ulaşmak artık daha kolay gibi gözükse de hekimliğin hala bir sanat olduğunu ve hekiminizle iletişiminizin çok önemli olduğunu düşünmekteyim.

UZM. DR. ÖKKEŞ YILMAZ

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

ANNE SÜTÜ İLE BESLENME

Anne sütü, bebeklerin dengeli beslenme, sağlıklı büyüme ve gelişmeleri için son derece önemli olan canlı bir besindir. Doğumda sonra, altıcı ayın sonuna kadar anne sütü tek başına yeterlidir. Bu dönemde tıbben gerekli olmadıkça bebeğe anne sütünden başka su dâhil hiçbir ek besin verilmemesi önerilmektedir.

Annenin ürettiği süt miktarının annenin kilosu ya da meme büyüklüğü ile ilgisi yoktur. Anne sütü her zaman ılık, taze, temiz, ekonomik ve kullanıma hazırdır. Anne sütünün kalitesini ve miktarını arttırmaya yönelik yapılan girişimler gereksizdir. Annenin bol sıvı alarak dengeli ve yeterli beslenmesi uygundur.

Anne sütünün bağırsak, solunum sistemi ve idrar yolu enfeksiyonlarına karşı birincil koruma yapmasının yanında, bebeğin bağışıklık sisteminin gelişimini arttırdığı gösterilmiştir.

Anne sütü, bebekte hem güven duygusu yaratır hem de endorfin salgısını arttırarak ağrı kesici ve ağlama miktarını azaltıcı etki gösterir. Anne ile bebek arasında derin bir duygusal bağ oluşturur.

Anne sütünü anne sağlığı üzerinde de pek çok olumlu etkisi bulunmaktadır. Rahim kanamalarını önleyici, gebelikten koruyucu, yumurtalık ve meme kanserlerini ve kemik erimesini önleyici etkileri olduğu gösterilmiştir.

UZM. DR. ÇİĞDEM ELİAÇIK IŞIK

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

ALERJİK RİNİT

Alerjik rinit (AR) nazal mukozanın havayla solunan bir alerjenle karşılaştığı anda ortaya çıkan inflamatuar cevaptır. Mevsimsel alerjik rinit’te en sık polenlere bağlı olarak bulgular ortaya çıkar. Perennial (yıl boyu) alerjik riniti olan hastalar ise  daha çok ev içi alerjenlerine duyarlıdır.

Alerjik rinitte en sık rastlanılan semptomlar; burun tıkanıklığı, akıntısı, kaşıntısı, koku ve tat bozuklukları, hapşırma ve baş ağrısıdır. Muayenede konkalarda ödem ve hipertrofi saptanabilir.  Alt göz kapağı cildinde alerjik pırıltı (shiners) ve yine alt göz kapağında beliren küçük yarım ay şeklindeki çizgiler (Dennie-Morgan çizgileri)  ve alerjik selam tipik bulgulardır. Alerjik rinitte sıklıkla eşlik edebilen diğer hastalıklar otit, sinüzit ve uyku bozukluklarıdır. Genellikle öykü ile  birlikte muayane ile tanı konur. Bazen tanı koymak için  çeşitli alerji testleri (deri testleri, elisa, invitro testler vs.) yapılır. Alerjik rinit tedavisi  hasta eğitimi, farmakoterapi ve alerjen spesifik immünoterapiden ibarettir. Hastalar uyku bozuklukları veya duygusal problemler ve sosyal aktivitelerde sorunlar yaşayabilirler. Bu nedenle hastalığın şiddetine göre doğru tedavi başlamak önemlidir.

UZM. DR. SİNEM İMRAHOR İLYAS

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

İNFANTİL KOLİK (BEBEK KOLİĞİ)

İnfantil kolik; gelişimi normal olan, sağlıklı 0-3 aylık bebeklerde görülen, en az üç hafta süreli, haftada üç günden, günde üç saatten fazla ve başka bir nedenle açıklanamayan huzursuzluk ve ağlama durumudur. Kolik çoğunlukla doğumdan 2 hafta sonra başlar, 6. hafta ve sonrasında şiddetlenir. Bebeklerin yaklaşık yarısında belirtiler üç ay içerisinde kaybolur. Kesin nedeni bilinmemekle birlikte hatalı beslenme teknikleri, sindirim sisteminin olgunlaşmamış olması, bağırsaktaki flora bozuklukları, inek sütü alerjisi, laktoz intoleransı, bazı hormon salınımlarının etkileri, ailesel stres gibi nedenler ortaya sürülmüştür. Koliği olan bebeklerde, çevresel uyaranların azaltılması, banyo yaptırılması, karın masajı, kucakta sallama ya da bebek arabasında gezdirme, müzik dinletilmesi ve emzik kullanımı rahatlatıcı olabilir. Etkisi kanıtlanmış bir ilaç tedavisi yoktur.

Bebeğin ateşinin olması, kusması, ishal veya dışkıda kan görülmesi, kilo kaybı ve beslenme reddi gibi durumlar olması halinde vakit kaybetmeden çocuk doktoruna başvurulmalıdır.

UZM. DR. TUĞRUL DÖNMEZ

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Yenidoğan Uzmanı (Konsültan Hekim)

YENİDOĞAN TARAMALARI

Yenidoğan tarama programları, tüm dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde halk sağlığı programları içerisinde çok önemli yeri olan koruyucu, önleyici sağlık hizmetleridir.

Tedavi edilebilir genetik, endokrinolojik, metabolik test edilerek risk taşıyan yenidoğanların normal yenidoğanlardan ayrılması amaçlanmaktadır. İdeal olarak tarama için kan örneği, bebeğin iyice beslenmiş olmasına olanak sağlayacak şekilde doğumdan 48-72 saat sonra ve 5.-7. günler arasında alınmalıdır. Ülkemizde topuk kanından ve diğer yöntemlerle toplam 10 tarama yapılmaktadır. Bunlar; Fenilketonüri, Biotidinaz, Hipotroidi, Kistik Fibrozis, Konjenital Adrenal Hiperplazi, Spinal Muskuler Atrofi, Göz/Görme taraması, İşitme taraması, Kritik Konjenital Kalp Hastalığı Taraması (Bebek 24 saatini doldurduğunda hastaneden taburcu olmadan önce), Gelişimsel Kalça Çıkığı Taraması (Bebek 1-3 aylık arasında iken ideali 6 haftalıkken yaptırmaktır)

OP. DR. MERYEM TOP

Kadın Hastalıkları ve Doğum

LAPAROSKOPİK CERRAHİ (KAPALI AMELİYAT)

Tubal sterilazasyon, yumurtalık kistleri, çikolata kistleri (endometriozis), rahim alma, idrar kaçırma, rahim sarkması, karın içi enfeksiyon, apse, dış gebelik, miyom, kanser, kısırlık, kronik kasık-karın ağrıları laparoskopik cerrahi ile yapılabilmektedir.

Laparoskopi minimal invaziv cerrahi olarak da adlandırılan ve bir ameliyatı küçük kesilerle yapma yöntemidir. Laparoskopinin daha az ağrı, daha kısa hastanede yatış süresi ve daha hızlı iyileşme sağlaması nedeniyle açık cerrahiye göre avantajları vardır. Laparoskopi yapılan hastalar genellikle hızla iyileşirler. Küçük kesiler iyileşmenin daha hızlı olmasını sağlamaktadır. Ayrıca küçük kesiler nedeniyle enfeksiyon riski de düşüktür.

OP. DR. SİNEM BOSTAN

Kadın Hastalıkları ve Doğum

VAJİNİTLER

İnsan bedeninin çeşitli bölgelerinde savunma mekanizmalarında rol oynayan mikroorganizmalar mevcuttur. Vajinada mevcut olan bu mikroorganizma topluluğu “Normal Vajinal Flora” olarak adlandırılmaktadır. Normal vajinal floranın içeriği; yaş, etnik köken gibi etkenlerle değişmekle birlikte özellikle laktobasil olarak adlandırılan mikroorganizmalar bu savunma hattının en önemli yardımcılarından biri olarak karşımıza çıkar.

Vajinit; Antibiyotik kullanımı, Gebelik, emzirme, menopoz gibi hormonal dalgalanmalara sebep olan durumlar, Doğum kontrol hapı kullanımı, Sık cinsel ilişki, Vajinal duş, Sentetik iç çamaşırları, günlük pedler gibi genital bölgenin hava ile temasını engelleyen bariyerler ve Kontrolsüz diyabet gibi etkenlerde karşımıza çıkar.

Gün içinde dikkat edebileceğimiz ve alışkanlık edinebileceğimiz önlemleri sıralayacak olursak; taharetlenmeyi önden arkaya yapmak, vajinanın içini yıkamamak, genital bölgeyi kuru ve temiz tutmak, pamuklu iç çamaşırları tercih etmek, iç çamaşırlarını ütülemek, adet döneminde temiz içerikli pedler kullanmak, tampon kullanım süresini kısa tutmak olarak özetleyebiliriz. Sonuç olarak; vajinitler çok çeşitli bir yelpazeye sahip olduğundan tedavisi de kişiye özeldir. Bu nedenle de tedavinin hekim tarafından düzenlenmesi, hastanın ise hekiminin önerilerine dikkat etmesi gerekmektedir.

OP. DR. SOLEY ESMER

Kadın Hastalıkları ve Doğum

POLİKİSTİK OVER SENDROMU

Polikistik Over Sendromu, oldukça sık görülen, üreme çağındaki kadınları etkileyen hormon dengesinin bozulduğu bir durumdur. Kadınların % 5-12’sinde görülür. Östrojen ve progesteron üretiminde görev alan yumurtalıkların hormon üretiminde dengesizlik ve yapısal farklılık gözlemlenir. Yumurtalıklarda çok sayıda küçük kist izlenmekte ve hacim olarak da normalden büyük yumurtalıklar bulunmaktadır. “Polikistik” çok sayıda kist, “over” de yumurtalık anlamına geldiği için sendrom böyle isimlendirilmiştir. PKOS’un 3 ana bulgusu vardır: Polikistik görünümde yumurtalıklar, Adet düzensizliği, Erkeklik hormonu (androjen) seviyelerinin beklenenden yüksek olması veya androjen fazlalığı bulguları (hirsutizm, akne, saç dökülmesi)

OP. DR. MERVE NUR MUTİ ACAR

Çocuk Cerrahisi

YENİDOĞAN SÜNNETİ VE KIZ BEBEKLERDE LABİAL SİNEŞİ

Erkek bebek ailelerinde yenidoğan sünnetine talep günümüzde lokal anestetiklerin güvenli kullanım sağlaması nedeni ile giderek artmaktadır. Yenidoğan sünnetinin en önemli avantajı ise öncelikle psikolojik bir travma yaratmamış olması, ve bebeğin aç kalmasına gerek olmadan lokal anestezi altında bu işlemin yapılabilir olmasıdır. Sünneti planlamadan önce bebeğin sağlıklı bir şekilde doğmuş olması, hipospadias vb. konjenital patolojilerin olmaması, yapılan fizik muayenenin sünnet operasyonu için elverişli olması çok önemlidir. Konjenital bazı anomaliler, uzamış sarılık, enfeksiyon, pıhtılaşma bozukluğu vb. durumlar sünnet için engeldir. Ameliyathanede steril şartlarda yapılmalıdır. Bu işlem için farklı teknikler uygulanabilir. İyileşme süreci hızlı olup evde bakımı için antibiyotikli pomad kullanımı yeterli olmaktadır. Yenilenen pansuman süreci olmayıp dikişleri kendi erimektedir. Yenidoğan sünneti sonrası bebeğin kilo alımına göre gömüklük ve yapışıklık gelişebilir.

Kız bebeklerde ise emzirme, ıslak mendil vb. kimyasal içerikli dezenfektan kullanımına bağlı olarak dış genitallerde labial füzyon olarak isimlendirdiğimiz patolojik durumlarla karşılaşılabilir. Bu durumda da lokal anestezi altında yapışıklık alanı açılıp aralıklı kontrol istenmektedir. Annelerin bebeklerinin temizliğini yaptıkları sırada bezinde idrar miktarı azalması ve kötü koku gelişmesi durumlarında, görsel olarak herhangi bir anomali düşünmeleri durumlarında labial füzyon açısından mutlaka çocuk doktoru veya çocuk cerrahına başvurmaları gerekmektedir.

 

Adres: Osman Yılmaz Mah. İstanbul Cad. No:26 Gebze Kocaeli

Tel: 444 78 48                    

Instagram: medarhastanesi    

Web: medarhastanesi.com.tr

0 Yorum

Yorum Alanı

Lütfen gerekli Alanları Doldurunuz *