Küreselleşen dünya ekonomisi ticari faaliyetleri değiştirdiği gibi tüketici isteklerini de değiştirdi. Artık günümüzde tüketiciler çok daha bilinçli hale geldi. Sosyal medyanın da etkisiyle geleneksel reklamcılık anlayışı da değişti ve gelişti. Tüketicilerin geleneksel reklamlara ilgisi azalınca şirketlerin başarıya ulaşabilmesi “marka bilinci” algısını da yanında getirdi ve marka olmanın bu kadar önemli bir hale gelmesi “markalaşma” sürecini geliştirdi.

İşletmelerin kendi başlarına bu markalaşma süreçlerini ve yükselme eğilimi gösteren rakiplerini takip etmeleri zorlaşmaya başladığı için marka değerlerini arttıran, sahip oldukları değerleri sunuma dönüştürme konusunda fikir üreten, pazarlama ve iletişim faaliyetlerine katkı sağlayan marka danışmanlarıyla çalışmaya başladılar. Bizler de Grey Dergi olarak çokça firmanın kendi sektörlerindeki değerini artırmak için markalaşma çalışmaları yürüten ve işinde oldukça başarılı olan bir marka danışmanı Burcu Şen ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Burcu Şen kimdir? İyibiriz çatısı altında vizyonunuzdan bahsedebilir misiniz?
Merhaba, ben Burcu Şen, Stratejik Gelişim ve Marka Koçu, İyibiriz Stratejik Gelişim ve Marka Danışmanlığı’nın kurucusuyum.

Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Marmara Üniversitesi İnsan Kaynakları Yönetimi’nde Yüksek Lisans yaptıktan sonra Koç Holding bünyesindeki Koçtaş Şirketi bünyesinde İnsan kaynakları alanında çalışmaya başladım. Yaklaşık 10 seneye yakın Stratejik Gelişim ve Değişim Projeleri'nin markalaştırılması, insan kaynağının geliştirilmesi üzerine çalıştıktan sonra 2015 yılında yine Koç Holding bünyesindeki Koç Sistem Şirketi'ne yönetici olarak atandım. Bu süreçte şirketin tamamını etkileyen Kültürel Değişim Projesi’nin yürütülmesini ve yönetilmesini gerçekleştirdim. Aynı zamanda Uluslararası Ericson Koçluk Okulu'ndan profesyonel bir koç olarak mezun oldum. 2017 yılında bedensel bir rahatsızlığım dolayısıyla kurumsal dünyadan uzaklaşmam gerekti ve yaklaşık bir sene sektörden uzak kaldım. Bu süreçte NLP alanında uzmanlaştım. Tüm bu yolculuk kurumsal dünyaya dönmek yerine kendi girişimcilik yolculuğumun başlamasına vesile oldu ve 2018 yılı itibariyle kendi markam olan İyibiriz Stratejik Gelişim ve Marka Danışmanlığı'nı kurdum.

İyibiriz markamla vizyonum; markasını büyütmek konusunda ciddi ve azimli olan iş sahiplerinin, özellikle kadın girişimcilerin mental güçlenmelerine destek olarak markalarını büyütmelerine böylece daha fazla müşteri, daha fazla satış, güçlü bir organizasyonel yapılanma ile kârlılıklarını ve etki alanlarını arttırmalarını sağlıyorum.

Marka ne demektir ve markasını güçlendirmek isteyen iş sahiplerine neler tavsiye edersiniz?
Marka "Siz odadan çıktıktan sonra sizin hakkınızda konuşulanlardır." der Seth Godin. Marka algı yönetimidir. Gerek kişisel markanızla gerekse şirket markanız konusunda yaratmak istediğiniz algı üzerine ilmek ilmek çalışmaktır.

Kişisel markanız, kişisel hikâyenizle çevrenizde yarattığınız etkidir. Tutkularınızla, başarılarınızla ve başarısızlıklarınızla insanları alıp hikâyenizin parçası yapmaktır.

Markalaşma konusu rekabetin yoğun olduğu günümüzde çok daha önem kazandı. Markasını güçlendirmek isteyen iş sahiplerine de bu konuda tabii ki nacizane birkaç tavsiyem var:
Öncelikle kişisel markanıza yatırım yapın ve onu parlatın. Çünkü aslında sizin vizyonunuz, şirketinizin vizyonunu belirliyor. Şirket çalışanlarınız; hatta küçük ve orta ölçekli şirketlerde müşterileriniz sizi rol model alıyorlar. Siz, kendi kişisel markanızla parlamayı seçtiğinizde onlar da sizin markanızla buluşmaya gönülden destek oluyorlar.

Markanızı güçlendirme yolculuğunda tek taraflı bakmayın. İçinde bulunduğunuz sistemi her açıdan analiz edin, araştırın ve stratejik düşünmeye çalışın. Taktiksel değil.

Kişisel markasını güçlendirmek isteyen bir iş sahibi ne yapmalı?
Öncelikle kişisel marka tanımından bahsedelim dilerseniz. Kişisel markanız, kişisel hikayenizle çevrenizde yarattığınız etkidir. Tutkularınızla, başarılarınızla ve başarısızlıklarınızla insanları alıp hikayenizin parçası yapmaktır. Eğer bu hikayenizi yaşam amacınızla buluşturduysanız işte o anda parlayacak ve çevrenizde parmakla gösterilen bir markaya dönüşeceksiniz. Kişisel markanızı güçlendirmek kısaca insanlarda iz bırakmayı seçmektir.

Kişisel markasını güçlendirmek isteyen iş sahiplerine öncelikle cesaretle kendilerini dönüştürmekten korkmamalarını tavsiye ederim.
Her birimiz dönüşüm ve değişim yolculuğunun içerisinden geçiyoruz; fakat önemli olan bu değişim yolculuğunda neye dönüşmek istediğimizi bilmek yani geleceğin öylesine gelmesi yerine gerçekten gelecekte olmak istediğimiz resmi net olarak tasarlamaktan geçiyor. Bunu netleştirdikten sonra adım adım marka temellerini oluşturacak stratejiyi uygulamalarını ve dönüşümün etkilerini analiz etmelerini tavsiye ederim. Bu dönüşümdeki ruhu hissetsinler ve "yeni versiyonlarına" ulaşmaktan çekinmesinler.

Yeni dünya düzeninde markasını dönüştürmek isteyen kişilere ne tavsiye edersiniz?
Pandemi dönemi ile birlikte her birimiz yeni dünya düzeninin etkilerini bizzat yaşadık ve yaşamaya devam  ediyoruz. Bazılarımız için bu dönem yeni fırsatları ve büyüme potansiyelini getirirken bazılarımız için küçülmeyi seçtiğimiz bir dönem oldu. Her ne yaşadıysak yaşamış olalım öncelikle bu değişim olması gerektiği için yaşandı. Bunu kabul ederek bu değişimin ardındaki nedenleri görmemiz gerekiyor; çünkü markanın dönüşüm hikayesi de tam olarak bu farkındalığı yaşadığımız anlarda başlıyor.

Etki alanımızdan konuya bakmak yerine tepki alanımızdan olaylara baktığımız müddetçe hiçbir şey elde edemeyiz.

Bu noktada iş sahiplerinin içinde bulundukları resmi çok iyi analiz etmelerini öneririm. Çalışanlarıyla ve müşterileriyle bilgi ve fikir alışverişinde bulunarak gerekiyorsa bu işin bizzat yönetimine liderlik etmelerini tavsiye ederim.

Çünkü yeni dünya düzeninde fark yaratan markalar "insan" gibi düşünen ve "insan" gibi hisseden markalar olacak. Bu noktada; markanızın müşterilerinize ne hissettirdiğini, ürünlerinizle, hizmetlerinizle ne gibi avantajlarınızın ve dezavantajlarınızın olduğunu, çalışanlarınızın bu konudaki rollerini ve gelişim alanlarını doğru tespit ederek bir gelecek planlaması yapmanızı tavsiye ederim. Ciddi bir strateji planlaması yaparak adım adım bu stratejiyi uygulamalı ve tabii ki dijital dönüşümü de bu stratejinin içerisine mutlaka eklemelisiniz.

İş sahibi olan kadınların markalarını büyütmeleri yolculuğunda neler tavsiye edersiniz?
Yoğun olarak iş sahibi kadınlarla çalışan bir danışman olarak öncelikle bu yolda cesaretle ve tüm zorluklara rağmen özgüvenle ilerleyen iş sahibi kadınları yürekten kutluyorum. Pandemi ile birlikte aslında rolleri iki kat artan kadınlarımızın üretmeye devam etmeleri ve fayda yaratmaya odaklanmaları muhteşem.

Bu yolculukta ben de markam adına, kadınlarımızın yolculuğunu kolaylaştırmak için “1000 Kadın Girişimci 1000 Güçlü Marka” projemle kadınlarımızın mental olarak bu zorlu yolculukta güçlü kalmalarına, hedefleri her ne ise bu yönde büyümelerine, yeni dünya düzeninin getirdiği değişime dijital dünyada organizasyonel olarak adapte olmalarına destek oluyorum.

Tam da bu noktada iş sahibi kadınlarımıza tavsiyem lütfen sürekli eksikliklerinize, başaramadığınız konulara odaklanmak yerine güçlü yönlerinize ve başarılarınıza odaklanın; çünkü bunu biz hatırlamazsak ne yazık ki kimse bize hatırlatmıyor. İkinci olarak da iş sahibi kadınlarımızın mükemmel olma davranışından ve her şeyi kendilerinin gerçekleştirmesi davranışından da vazgeçmelerini tavsiye ederim. Zira zaman hepimiz için 24 saat ve biz bu sürede her şeye yetişemeyiz. Bu nedenle lütfen işinizi delege edin, lütfen ekibinizi geliştirin. Eğer ekibiniz yoksa profesyonel kişilerle iş birlikleri yapmayı seçin.

Bu bakış açısıyla düşünmeye başladığımızda sonuçlarımızın ve etki alanımızın ne kadar hızlı değiştiğini görebileceğiz. Son tavsiyem hepimiz insanız ve duygularımızla varız, diğer canlılardan ayrılıyoruz; fakat biz duygularımız değiliz. Lütfen, kadın olarak duygularınızın esiri olmaktan vazgeçin ve duygularınızı sağlıklı şekilde yönetmeyi öğrenin; çünkü siz değişmediğiniz ve zihnen hazır olmadığınız zaman işiniz de, markanız da ne yazık ki gelişmeyecek.

Bu yolculukta bir iş sahibinin mental olarak güçlenmesi ne demektir ve nasıl mümkün olur?
Mental güçlenme; yaşamımızdaki tüm pozitif ve negatif olaylar karşısında içinde bulunduğumuz sistemi doğru okuyabilmektir. Aynı zamanda içinde bulunduğumuz duygu ve düşünce yapımızı fark ederek negatif duygulara kapılmadan hızlıca bu negatif duygunun içerisinden çıkmak ve gerçek hedefimize odaklanmaktır.

İş sahiplerinin her gün sorunlarla iç içe olduklarını düşünürsek mental olarak artık bu sorunlar karşısında demoralize olmak yerine hızlıca seçeneklerini arttırarak alternatif çözümleri denemeleri, fırsatları görebilmeleridir.

Mental güçlenmek için öncelikle kendimizle çalışmalıyız. En basit şekilden kendimize şu soruları sorarak başlayabiliriz: "Bu olayı ve durumu yaşamamın nedeni ne? Bu olayın ve durumun ardında daha büyük başka hangi resmi görmem gerekiyor?" Böylece aslında bu sorunun ardında geçmişten gelen inançlara mı takıldığımızı yoksa görmemiz gereken ama göremediğimiz bir gerçekliği mi fark etmiş oluruz? Tabii ki gerektiği noktada profesyonel destek alarak bu yolculuğu daha kolaylıkla ve acı çekmeden atlatabiliriz.

Yolculuk bize ait, yol bizim yolumuz. Bu yolculukta iki seçim hakkımız var: Ya durmayı ve kaybetmeyi seçeceğiz ya da başarmayı ve ilerlemeyi.

Hedefiniz ne olursa olsun yolculuktan keyif almaya bakın. Yaşam bir uyanış, siz kendi hikayenize uyandığınızda ve cesaretle iz bırakmayı seçtiğinizde her şey daha güzel olacak inanın.

Birlikte daha iyi bir dünya yaratmak mümkün: Sevgiyle, bilgiyle, paylaşarak.

Adres: İst Marina AVM Kordonboyu Mah., Ankara Cad. S1 Kule D:358 K:29 Kartal İstanbul
İletişim: 0(530) 490 47 81
Instagram: @burcu_sen / @iyibiriz
mail: burcusen@iyibiriz.com
web: iyibiriz.com

 

0 Yorum

Yorum Alanı

Lütfen gerekli Alanları Doldurunuz *