İŞLETMECİLİK DÜNYASINDA TUTKUYLA BAŞLAYAN HER YOLCULUK, ÖZVERİ VE KARARLILIKLA DOLUDUR. İŞ HAYATINDA İSTİKRARIN YANI SIRA; ZAMAN YÖNETİMİNE, DOĞRU EKİP KURGUSUNA, MEKANIN İÇ MİMARİSİNİN VERDİĞİ HİZMETLE UYUMLU OLUŞUNA VARAN TÜM DETAYLARA HAKİM BİR RUH İLE GENÇ YAŞINDA DOLU DOLU BİR ARKA PLANA SAHİP OLAN DOĞACAN ASLAN, İYİ BİR İŞLETMENİN ÇATISI ALTINDA OLMASI GEREKEN EN TEMEL TAŞ NİTELİĞİNDE.
İŞTE, GENÇ YAŞTA AİLE İŞLETMESİNDEN ALDIĞI İLK NEFESLE İŞ DÜNYASINA ADIM ATAN DOĞACAN ASLAN’IN BAŞARI YOLCULUĞUNU ANLATAN İLHAM VERİCİ BİR HİKAYE.
KAPAKFOTOĞRAFI:MESUTFAİKEFE
ÇEKİMMEKANI:DEDEMANKARTEPEKOCAELİ
Doğacan Bey, hoşgeldiniz. Bizlere kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Hoş bulduk, memnuniyetle. Aslen Sivaslıyız. Ben, 1990 yılında İstanbul Şişli'de dünyaya geldim. Muhteşem bir anne babanın dört erkek çocuğundan ikincisiyim. Abim ve iki erkek kardeşim var. Biraz hareketli bir çocuktum, dolayısıyla ergenliğim de biraz hızlı geçti. Buradan sizlerin aracılığıyla canımdan çok sevdiğim dünya güzeli anneme ve hayatımda tek örnek aldığım adam olan babama minnetlerimi sunuyorum.
İşletmecilik kariyerinize nasıl başladınız ve bu sektöre olan ilginiz nereden geliyor?
Mesleğe 13 yaşında aile işletmemizde bulaşıkhanede tabak sıyırarak başladım. Sektöre olan ilgim tabii ki ailemden geliyor. Amcalarım; Haydar Aslan, Vezir Aslan, İskender Aslan ve babam Doğan Aslan'ın azim ve kararlılıklarını örnek almışımdır. Ama bundan bahsetmeden önce bir ata vasiyeti ile başlamak istiyorum. Dedem Hüseyin Aslan, torunlarını etrafına topladığı zaman Sivas’tan İzmir’e nasıl yerleştiklerini anlatmamızı isterdi. O zaman anlamasak da bu her seferinde tazelenen bilgi ile aslında bize nereden geldiğimizi hatırlamamızı sağladığını yeni yeni anlıyoruz.
Bundan yaklaşık 60 yıl önce dedem, Sivas’tan İzmir Tuzla’ya mevsimlik işçi olarak gelip vagonlara ıslak tuz atarak 6 çocuğuna bakar ve yalnızca yılın belli zamanlarında Sivas İmranlı’nın çok uzak bir bölgesindeki köye gidermiş. Bir gün rahmetli babaannem Vahide Aslan, dedeme “Ya bizi de İzmir’e götür ya da sen de gitme,” diye bir seçenek sunuyor ve Aslan ailesinin İzmir yaşantısı başlıyor. Ama ne yaşantı! Dedem Hüseyin Aslan ve babaannem Vahide Aslan'ı bir kez daha rahmetle anıyorum.
Tam olarak burada başlıyor hikaye. Yokluk içerisinde başlayan bir hayat mücadelesi...
Evin en büyüğünden en küçüğüne herkes çalışarak tüm kazancı babaanneme veriyorlar. Biriktirilen emeklerle babam ve üç amcam restoran sektörüne giriyor. Yer: Denizli. 80'li yıllarda mesleğin en ağır A la carte hizmetinin sunulduğu tarihlerde Grand Restaurant'ı açıyorlar. Daha sonrasında İzmir'e yatırım yapmak istiyorlar. 1991 yılında İzmir Göztepe'de Sahil Restaurant'ı açıyorlar ve başarıyı yakalıyorlar. 1995 yılında da Karşıyaka Bostanlı'da Altınbalık Restaurant'ı açıyorlar.
Buraya kadar olan süreçte dört kardeşin hepsi gece gündüz demeden çalışıyor. Üç büyük amcam salonda misafirlerle bire bir ilgilenirken babam ise hem muhasebeyi hem kasayı tutuyor hem de geceleri sebze meyve haline gidip belirli günlerde en taze balıkları almak için Çeşme, Bodrum, Çanakkale, İskenderun’a kadar yol kat ediyordu. Hatta çok küçüktüm, bir gün babama sordum. Cunda’ya gidiyordu, beni de götürmüştü. “Baba, neden bu kadar yol yapıyorsun, sipariş ver gelsin,” demiştim. Cevabı aynen şöyle olmuştu: “Ürünü alırken kazanırsın.” Bu cümle benim hayat mottom olmuştur.
1996 yılında Altınbalık'ı Bostanlı arabalı vapur iskelesi üzerine taşıdılar ve doludizgin 22 sene boyunca İzmir'in en büyük balık restoranını işlettiler. Tabii biz de bu kültürle yanlarında büyüdük. Sektöre ilgim doğuştan geliyor. İşletmecilik kariyerime gelene kadar çok zor yollardan geçtim, inanın. Uzun yıllardır ailemden ayrıyım mesela, anne baba hasreti zor oluyor. Ama mesleğim benim iyi ki’m. Çünkü çok severek yapıyorum.
İLK YÖNETİCİLİĞİME KARADAĞ BUDVA'DA F&B ASİSTANI OLARAK BAŞLADIM, SONRASINDA ABD MIAMI JW MARRIOTT'TA AYNI POZİSYONDA DEVAM ETTİM. ÜLKEME GERİ DÖNDÜĞÜM ZAMAN ÇOK KIYMETLİ BİR MESLEKTAŞIM ERCAN ŞEF BENİ ÇOK GÜZEL BİR PROJE İÇİN SAPANCA’YA DAVET ETTİ VE VELOUR SAPANCA'DA İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ YAPTIM. ORADA ÇOK GÜZEL BİR 7 AY GEÇİRDİM, HARİKA BİR PATRONUMUZ VARDI, SN. MUSTAFA EFENDİOĞLU. BURADAN ONA DA SELAM OLSUN.
AYRICA KOÇ HOLDİNG BÜNYESİNDE SN. RAHMİ KOÇ’A KADAR HİZMET VERMİŞ BİR KARİYERE SAHİBİM Kİ BUNLAR EN BELLİ BAŞLILARI.
Mekanlarınızı tasarlarken ilham aldığınız belirli bir kaynak var mı?
İlham olmadan olmaz tabii ki. Öncelikle babam gibi düşünmeye çalışıyorum; çünkü kendisi muazzam bir öngörü yeteneğine sahip. İleri görüşlü olmak çok önemli. Öncelikle servis akışını daha kolay ve hızlı nasıl yapabileceğimizi düşünüp, daha sonrasında misafir konforuyla bir araya getirmek çok önemli. Çünkü hizmet sektöründeyiz ve çok ince detaylar var. En önemli unsur ise işletme ergonomisi.
Sizce bir işletmeyi lüks ve şık yapan en önemli unsurlar nelerdir?
Renk seçimi başta geliyor benim için. Devamında peyzaj, işletmenin girişi, oturma grupları, lavabolar, mutfak dizaynı (her zaman açık mutfağı tercih ederim) ve mekanın kokusu... Bu arada, ciddi spoiler verdik.
Müşteri deneyimini mükemmelleştirmek için hangi stratejileri kullanıyorsunuz?
Tabii ki bununla ilgili pek çok yöntem var. Tecrübe ile sabit olduğunu düşünüyorum, her işletmecide farklılıklar gösterebiliyor. Öncelikle misafiri tanımak çok önemli; sonuç itibariyle onlara keyifli bir deneyim yaşatmak istiyoruz. Misafirin neyi deneyimlemek istediğini bilirsek, daha uygun seçenekler sunarak ilgili ve güler yüzlü bir servisle konuklarımıza tekrar deneyimlemek isteyecekleri bir hizmetin kapılarını aralamış oluruz. En önemli faktörlerin başında; bilgi, güleryüz ve misafirin damak tadına uygun seçenekleri sunmak geliyor.
Ekibinizi oluştururken nelere dikkat ediyorsunuz?
Bu çok güzel bir soru. Aslına bakarsanız, en önemli ve üzerine titizlikle eğilinmesi gereken bir husus. Çünkü bizim işimiz ekip işi. Bir zincirin halkalarını düşünebiliriz; bir tanesi koparsa bütünlük bozulur, dolayısıyla hizmet kalitesi düşer. Öncelikle dikkat ettiğim nitelikler; vücut dili, ses tonu, desibel ayarı, devamında kişisel bakımları ve sonrasında liyakat ve tecrübe. Ekibimi; tecrübeli, mesleği kendisine ilke edinmiş, kuralları olan bireylerle oluşturmaya özen gösteriyorum. Hizmet sektöründeyiz ve takdir edersiniz ki konuklarımız kendilerini özel hissetmek isterler. Bu sebeple, prezentasyon ve tecrübe çok ama çok önemli.
Farklı şehirlerde bulunduğunuzda, o bölgenin kültürel özelliklerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
O kadar fazla şehir gezdim ki, tabii her biri birbirinden çok farklı. Bulunduğum bölgenin en iyilerini araştırıyorum gitmeden, sonrasında deneyimlemek için en iyi yerleri arıyorum. Sektörümüz sürekli kendini yenileyen bir alanda olduğundan, her zaman anda kalıp tazelenmek durumundayız. Mesleğimi biraz da bu yüzden çok seviyorum; her zaman yeni bir şey öğrenmek an meselesi. Dolayısıyla, farklı bir bölgenin gerek damak tatlarına gerekse etik değerlerine çok saygı duyuyorum. Çünkü her bölge bir yaşanmışlık barındırıyor. Hayatımıza ışık tutan şey yaşanmışlıklar ve hikayelerimizdir.
Ekibimi; tecrübeli, mesleği kendisine ilke edinmiş, kuralları olan bireylerle oluşturmaya özen gösteriyorum. Hizmet sektöründeyiz ve takdir edersiniz ki konuklarımız kendilerini özel hissetmek isterler. Bu sebeple, prezentasyon ve tecrübe çok ama çok önemli.
Başarılı bir işletmeci olmanın en zor yanı nedir?
Her işte olduğu gibi bizim sektörümüzde de zorluklar var tabii ki. Doğru açıdan baktığımızda hizmet sektörü en zor meslek grupları arasında gelir. İnsanı memnun etmek zordur aslında. Ancak, ben bu işi çok severek ve benimseyerek yaptığımdan mıdır bilemiyorum ama bana zor gelmiyor desem yeridir. 23 yıldır sektörün içerisindeyim; 13 yaşından beri gerek aile yanında, gerek piyasada çalışıyorum. Hayat rutinim haline geldi diyebiliriz.
Müşterilerinizden aldığınız en unutulmaz geri bildirim neydi?
Oooooo, asla unutamadığım bir anım var; 2014 yazı, Bodrum Türkbükü’nde Miam Restaurant'ta garsonluk yapıyorum, bölgenin en iyi işletmesi. Almanya - Arjantin yarı final maçı vardı yanlış hatırlamıyorsam. Öğlen bir rezervasyon geldi; hızlıca yiyip yatlarında maç seyredecek misafirler gelecek dediler. Tabii, yaz, sıcak ve yoğun çalışıyoruz. Ekibin en genç ve hızlı satış yapanlarından biriyim. Abilerimiz gündüz denize gidecek, dinlenecek diye müdürümüz Uysal Bey vardı, buradan ona da selam olsun, çok kıymetli ve özeldir benim için, ondan çok şey öğrendim. Gruba benim bakmamı istedi ve dedi ki, "Sana çok güveniyorum, 14 kişi A takımı ve çocukları gelecek" dedi. Kim diye sorduğumda şöyle bir sıralama vardı: Sn. Bülent Eczacıbaşı, Sn. Özer Çiller, Sn. Zekeriya Komili, Sn. Güler Sabancı gelecek dedi. Geriye kalanlar da torunları ve çocukları dedi.
Her zaman kendimden ve yaptığım işten emin olmuşumdur, dolayısıyla hep özgüvenli bir bireydim. Tabii ki, "Bana iki tane komi verin yeter" dedim. Deniz kenarında masayı hazırladık, kocaman bir gulet ile geldiler. Patronumuz Sn. Haluk Bingöl ile birlikte karşıladık, işletmeyi gezdik. Bülent Bey'e mezeleri, balığını sundum ve servis başladı. Herhalde hayatımın en hızlı, protokol tadında servisi olmuştur. Biraz da şans yanımdaydı; aşçıbaşı ile aram iyi, ürünlerin zamanlaması çok güzel geldi, hiç yormamıştı beni sağ olsun. Hesap ödendi, masa kalktı. Sn. Bülent Eczacıbaşı ev sahibi olarak patrona teşekkür etti, sonra bana döndü ve, "Genç adama da çok teşekkür ediyorum, Haluk Bey. Bizlere böyle hızlı, aynı zamanda güler yüzlü ve düzgün bir yemek deneyimi yaşattığı için" dedi. Herhalde meslek hayatımın en gurur verici anıydı.
İşletmecilik kariyeriniz boyunca aldığınız en değerli tavsiye neydi?
Pek çok değerli tavsiye var ancak en önemlisi olarak bir soru geldiği için, benim nazarımda; duruşumu asla bozmamam gerektiği ve bu yolda gidersem başarıyı yakalayacağım söylenmiştir pek çok kez. Nitekim öyle de oldu. Benim ilkem her daim yaptığım işin önce benim içime sinmesi, çok çalışmak ve dürüstlük olmuştur.
Gelecekte hayata geçirmeyi planladığınız projeler veya hedefleriniz nelerdir?
Tabii ki var, hedefsiz olmaz! Şu anda işletmelere danışmanlık hizmetleri veriyorum, ancak asıl hedefim yakın gelecekte otel işletmecisi olmak. İçinde A la carte restoranların olduğu, First Class hizmet verilen bir otel projesi yapmak var.
Genç ve işletmecilik hedefi olan kişilere verebileceğiniz tavsiyeler nelerdir?
Ben de henüz genç bir işletmeciyim, fakat geriden gelen meslektaşlarıma tavsiyem şu olur:
- Mesleklerini severek yapmaları gerektiğini söylemek isterim, çünkü severek yapılmayan her işte eksiklik olur.
- Tavsiyem, bana aile mirasıdır: Daima dürüst olsunlar.
- Tavsiyem, çok çalışsınlar ve asla vazgeçmesinler.
- Tavsiyem, sebatkar olsunlar. Bu dört nitelik onlara fazlasıyla yardımcı olacaktır.
Benim ilkem; her daim yaptığım işin önce benim içime sinmesi, çok çalışmak ve dürüstlük olmuştur.
Instagram: dogacanasln
M: dogacan.aslan@gmail.com
T: 0501 007 19 12
0 Yorum