İnsanı olduğu andan uzaklaştıran, huzurlu zamanlar armağan eden bazı işler vardır; seramik yapmak bu işlerin üst sıralarında gelir diyebiliriz. Çamura dokunmak, onu şekillendirmek... Okurken bile tüm negatif enerjiyi üstünüzden aldı gibi değil mi? Şimdi size bu pozitif ruh halini tasarımlarına yansıtan, evinizde, ofisinizde yani kısacası tüm yaşam alanlarınızda baş köşede tutacağınız ürünler üreten bir markayı tanıtacağız; Melonarte... Bu harika oluşumun kurucuları aynı zamanda da sanatçıları; Selin ve Cüneyt!

Hayranlıkla takip ettiğimiz Melonarte’nin başarılı kurucuları Cüneyt ŞEN ve Selin AKAR ABUÇ ile birlikteyiz. Sizleri biraz tanıyalım...
Selin: 
Öncelikle merhaba, İzmir doğumluyum ve lise eğitimim sonrasında Sakarya Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü’nü kazanmamla birlikte Sakarya’ya yerleştim. Yaklaşık 5 yıl boyunca turizm sektöründe çalıştıktan sonra bu sektörde mutlu olamayacağımı fark ettim. Ardından gençlik dönemlerimde okumak istediğim bölüme hazırlanarak Sakarya Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi'nde Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü’nü kazandım. Şu an yine aynı bölümde yüksek lisans öğrencisiyim. Bu arada eğitim sürecim içerisinde evlendim. Harika bir ailem ve Pera isminde bir kızım var.

Cüneyt: Merhaba, Sakarya doğumluyum. Tüm eğitimlerimi burada tamamladım. Sakarya Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü’nden mezunum. Üniversite eğitimim sırasında yaklaşık bir yıl kadar İspanya Zaragoza Üniversitesi'nde Sanat Eğitimi aldım. Şu an ben de aynı üniversitede ve aynı bölümde yüksek lisans öğrencisiyim.

Açıkçası yollarınızın nasıl kesiştiğini çok merak ediyoruz.

Selin: Ben üniversiteye başladığım dönemde Cüneyt fakültede son yılındaydı. Onun çömeziydim diyebilirim. Bölüm başkanımızın asistanlığını yaptığı için her sınıfa müdahil olup herkesin işine karışmak onun göreviydi. Açıkçası ilk tanıştığımızda birbirimizden hiç hoşlanmıyorduk. (gülüyor) Ne manidardır ki sonrasında iki ortak olmaya karar verdik. Gerçeği söylemek gerekirse hâlâ birbirimizden hiç hazzetmiyoruz. (gülüyor) Tabii bu işin tamamen şakası. Yıllardır ikimiz de birbirimize hem arkadaş hem kardeş hem iş ortağı olduk.

Cüneyt: Evet, Selin’in de dediği gibi mutlaka her sınıfa girer, herkesin işlerini eleştirir veya yardım ederdim. Bir gün Selin atölyede duvar panosu yaparken ben de her zamanki çok bilmişlikle işine müdahale ettim. Aslında yardım etmeye çalıştım. (gülüyor) Tabii ki bu yardım sırasında panonun gidişatı değişti ve Selin panoyu baştan yapmak zorunda kaldı. (gülüyor) Aslında baktığımızda pek hoş bir tanışma hikâyemiz olmadı fakat niyetim gerçekten yardım etmekti. (yılan bakışı) Neyse ki artık kimseye yardım etmiyorum. (gülüyor)

TASARIMLARIMIZI YAPARKEN ÖNCELİKLE ÖZGÜN OLMASINA DİKKAT EDİYORUZ. SONRASINDA DOĞANIN HER PARÇASI, BİZE İLHAM VEREN TEMEL ÖGELERİ OLUŞTURUYOR.

Öncelikle belirtmek isterim ki her birine bayıldığımız muhteşem tasarımlar yapıyorsunuz. Asıl merak ettiğimiz konuysa bu işe nasıl başladınız?
Selin: Benim için sancılı tanışma hikâyesinin ardından Cüneyt, uzun süre sadece kantinde kahve içtiğim bir arkadaşım olarak kaldı. (gülüyor) Yine kahve içtiğimiz bir gün sohbet ederken hâlihazırda olan tasarım atölyemi büyüterek içine seramik sanatını da dâhil etmek istediğimi söyledim çünkü bunu ancak ikimiz bir araya gelirsek başarabileceğimizden emindim fakat kendisinin ilk verdiği cevap: “Ben asla fincan ve tabak yapmam. Ben heykel yapacağım.” oldu. Sonrasında Melonarte Markası’nı 6 yıl önce kurup seramik tasarımlarımızı ve ürünlerimizi profesyonel mecralarda sunarak satışını yapmaya karar verdik.

Seramik yapımı hem çok zevkli hem de oldukça özen isteyen bir iştir. İşçiliğinize bakılırsa bunu çok iyi başarmışsınız. Biraz da bu süreçten bahsedebilir miyiz? Birbirinden farklı tasarımlar çıkarmayı nasıl başarıyorsunuz?
Selin:
 Aldığımız seramik eğitiminin katkısı ve yeteneğimiz doğrultusunda kendini tekrar etmeyen, canlı, neşeli tasarım ürünler yapmayı amaçlıyoruz. Yaptığımız işin yaratıcılık yönünü ortaya çıkardığımız çok çeşitli ürün yelpazesine sahibiz. Türk kahvesi kültürü, fincan tasarımlarımızda başlıca etkilendiğimiz nokta olurken doğadan esinlendiğimiz ve etkilendiğimiz tasarımlarımız bizi en iyi ifade eden ürünlerimiz diyebiliriz.

Cüneyt: Tasarımlarımızı yaparken öncelikle özgün olmasına dikkat ediyoruz. Sonrasında doğanın her parçası, bize ilham veren temel ögeleri oluşturuyor. Hayvanlar, bitkiler veya onların dokularını temel alarak kendi özgün yorumumuzla harmanlıyoruz. Her bir ürünümüzün şekillendirmesi bittikten sonra el dekoru ile tamamlıyoruz. Uzun ve çok emek isteyen seramik üretiminin her aşamasını atölyemizde kendimiz şekillendiriyor, fırça dekoru ile renklendiriyoruz. Dekor çeşidine bağlı olarak bazı ürünlerimizi iki defa pişiriyor. Altın ve gümüş kullandığımız ürünlerimizi ise 3 defa pişiriyoruz. Butik üretim yapmayı tercih ettiğimiz için her ürünümüz için maksimum dikkat ve özenle üretimlerimizi gerçekleştiriyoruz.

Ürünlerimizin el yapımı olması ve 24K gerçek altın dekor kullanıyor olmamız da bir diğer beğeni sebebi.Kişiye özel olarak yaptığımız her bir ürünün özel ve tek olması insanların kendilerini özel hissetmelerini ve ürünlerimizle samimiyete dayalı bir ilişki kurmalarını sağlıyor.

Kupa ve fincan tasarımlarınızın haricinde başka çalışmalar da yapıyor musunuz?
Cüneyt: Bana kalırsa en son yapacağımız şey sofra ürünleri olmalı çünkü eğitim hayatımız boyunca heykeller, duvar panoları, lavabolar ve sanatsal çalışmalar yaptık fakat süreç bizi kap kacağa sürükledi. (gülüyor) Bu sebeple yeni bir mağaza açtık ve ismini “Kap Kacak” koyduk. Vakit buldukça atölyemizde özel sipariş heykeller, aydınlatma ürünleri ve panolar yapıyoruz.

Müşterilerinizden en çok hangi alanda sipariş alıyorsunuz? Özel sipariş vermek mümkün mü?
Selin: 
Türkiye’de ve yurt dışında yaşayan müşterilerimizin talebi genellikle Türk kahvesi fincanlarımız oluyor fakat Avrupa’da ise daha hacimli kupa ebadındaki ürünlerimizi tercih ediyorlar. Ürünlerimizin el yapımı olması ve 24K gerçek altın dekor kullanıyor olmamız da bir diğer beğeni sebebi. Kişiye özel olarak yaptığımız her bir ürünün özel ve tek olması insanların kendilerini özel hissetmelerini ve ürünlerimizle samimiyete dayalı bir ilişki kurmalarını sağlıyor. Aslında tasarım ürünlerimizi yaparken gösterdiğimiz sevgi ve özen, müşterilerimiz tarafından da doğru anlaşılıp takdir görüyor diyebiliriz.

Sosyal medya günümüzde güçlü bir etken. Siz de sosyal medyada oldukça aktifsiniz. Peki sosyal medyanın işlerinizdeki yeri ve bu doğrultudaki çalışmalarınız nelerdir?
Cüneyt:
 Ben sosyal medyadan çok uzağım. Sosyal medyada hangi mecralarda olduğumuzu bile inanın bilmiyorum. (gülüyor) Bu işlerle genelde Selin ilgileniyor.

Selin: Evet, Cüneyt ne kadar uzaksa ben de bir o kadar içindeyim. Kişisel olarak sosyal medyayı aktif kullanırken bunu elimden geldiğince şirket hesabımızdan da yansıtmaya çalışıyorum. Gün içindeki çalışmalarımızı, atölyede geçirdiğimiz keyifli üretim sürecini insanlarla paylaşmayı seviyorum. Belki de bizi sevmelerindeki en büyük etken bu olabilir. Hem çok samimiyiz hem de gün içerisinde fazlasıyla enerjik...

Birlikte keyifli bir çalışma ortamınızın olduğu belli. Atölyenizin de çok sıcak bir enerjisi var. Düzenlediğiniz workshoplara yenileri eklenecek mi?
Cüneyt:
 Çok teşekkürler ama sanırım hayır. (gülüyor)

Selin: Yani bence de eklenebilir, neden olmasın? (gülüyor) İçerisinde bulunduğumuz bu süreç zarfında tüm eğitimlerimizi kapattık. Haftanın her günü, farklı her kadına yıllarca eğitim verdik.

Cüneyt: Ve çoğu öğrencimize atölye açmaları için destek olduk fakat pandemi sebebiyle cesaret edemiyoruz, tekrar programlarımızı başlatamıyoruz.

Selin: Cüneyt’in dediği çok doğru. Bu atölyeden yolu geçen 20’ye yakın öğrencimiz atölye açtı ve bu konuda öncülük ettiğimiz için açıkçası mutlu oluyoruz çünkü artık Sakarya denilince insanların ilk aklına gelen “seramik” oluyor.

Bizimle birlikte çalışan arkadaşlarımızın hepsi de sanat eğitimi almış değerli kişiler.Yaratıcılık esaslı bir işimiz olduğu için tasarım ve üretim anlayışlarımızdaki uyumun bizim en büyük kazanımımız olduğunu düşünüyoruz.

Geçtiğimiz yıl herkes için zorlu bir dönem oldu. Pandemi sürecinde ham madde, tedarik gibi aşamalarda neler yaşadınız? Bu dönem sizin için nasıl geçti?
Selin: Evet bu dönem hepimizi etkiledi. Dönemin ilk başındaki sokağa çıkma yasakları ilan edildiğinde Cüneyt, anahtarları alıp eve kapanmaya çalıştı. Tabii ki bu olaya engel oldum. (gülüyor)

Cüneyt: Evet biz tamamen atölyeye kapandık. (gülüyor) Bu süreç içerisinde sadece üretim yaptık ve kitlemizi büyüttük. Şu an tüm Arap ülkelerinde bunun yanı sıra Avustralya, Almanya, Fransa, İngiltere ve Amerika gibi ülkelerde satışlarımızı yapan iş ortakları edindik.

Melonarte olarak beklenti ve hedefleriniz nelerdir?
Selin: Melonarte Markası’nı kurduğumuz günden beri yani 6 yıldır tasarımda ve üretimde iki kişiydik. Bu sene ekibimize yeni arkadaşlarımızı da dahil ettik. Şu an üretimde altı kişiyiz. Bizimle birlikte çalışan arkadaşlarımızın hepsi de sanat eğitimi almış değerli kişiler.

Yaratıcılık esaslı bir işimiz olduğu için tasarım ve üretim anlayışlarımızdaki uyumun bizim en büyük kazanımımız olduğunu düşünüyoruz. Ekip olarak diğer yıllara nazaran büyümüş olsak da el yapımı seramik tasarım ürünlerimizin kalitesinden taviz vermek istemediğimiz için butik üretime devam etmek, Melonarte’nin tarzını ve üslubunu geliştirerek korumak istiyoruz. Başka bir ifade ile seri üretime geçerek üretim ağını genişletip bir fabrikaya dönüşmeyi asla düşünmüyoruz.

AZ SAYIDA VE ÖZEL TASARIM ÜRÜNLER HAZIRLAYARAK ÖZEL KOLEKSİYONLAR HAZIRLAMAYI PLANLIYORUZ.

Cüneyt: Son söz olarak her ürüne teker teker dokunarak şekillendirdiğimiz ürünlerimizle gönderdiğimiz bu sıcak enerjiyi kaybetmeden Melonarte, üretimine devam edecek. Az sayıda ve özel tasarım ürünler hazırlayarak özel koleksiyonlar hazırlamayı planlıyoruz.

Samimi sohbetiniz için Grey ekibi olarak teşekkür ederiz. Sizin son olarak söylemek istedikleriniz var mıdır?
Cüneyt: Biz çok teşekkür ederiz. Sizlerle birlikte harika bir süreç geçirdik ve özellikle video çekimlerinde çok eğlendik.

Selin: Cüneyt’in de söylediği gibi sizlerle olmak bizim için çok keyifli ve eğlenceliydi. Bunun için asıl bizim size bir teşekkür borcumuz var. İlerleyen günlerde tüm ekibinizi çamura bulaştırmak için sabırsızlanıyoruz.

Adres: İstiklal, Barış Sk. No:23, 54050 Serdivan Sakarya
İletişim: 0533 413 66 46
Instagram: @melonartee 
www.shopier.com/melonartee 

0 Yorum

Yorum Alanı

Lütfen gerekli Alanları Doldurunuz *